DUHA SÛRESİ YORUMU
DUHA SÛRESİ YORUMU
Rahmân ve
Rahîm olan Allah’ın adıyla
1. Yemin olsun duha (:sabah) vaktine,
2. Karanlığı iyice çöktüğü zaman geceye.
3. Rabbin seni ne terk etti ne de sana darıldı.
4. Senin için sonrası, öncesinden daha hayırlıdır.
5. Rabbin sana verecek, sen de razı olacaksın.
6. Seni bir yetim olarak bulup barındırmadı mı?
7. Seni şaşırmışken (:arayış içinde iken) bulup da doğru yola
iletmedi mi?
8. Seni fakir bulup da zengin etmedi mi?
9. Öyleyse, yetime kahretme,
10. Soranı-isteyeni azarlama.
11. Rabbinin nimetini (vahyi) de durmaksızın anlat.
***
Mekke'de
indirilmiş olan, 11 ayetten oluşan ve adım ilk ayetteki "kuşluk,
gündüz" anlamına gelen ed-duha kelimesinden alan Duha suresi, resmi sıralamada
93, iniş sırasına göre ise 11. suredir.
1-2. Ayetlerin Mesajları:
Allah ilk iki ayette gündüze ve
geceye yemin ederek bütün zamanları hayata şahit kılmaktadır. Duha (gün ışığı)
Kur’an’a işaret etmektedir.
Kur’an’da
Yeminler
İlk ayetteki ed-duha kelimesi, hem
Güneş'in en etkili ve en parlak olarak dünyaya ilk vurduğu kuşluk vaktini, hem
de bütünüyle gündüzü ifade etmektedir. Buna uygun olarak ikinci ayet de hem
yatsının karanlığını, hem de bütün geceyi ifade edebilir. Her iki durumda da bu
yemin ifadeleri, bütünüyle ışığı ve karanlığı şahit kılmaktadır. Bu ayetler "gündüzün
ışığına, bütünüyle güne, bastırdığında geceye dikkat ediniz, geçip gitmekte
olan zamana dikkat ediniz, onların şahitliğini unutmayınız" şeklinde de
anlaşılabilir. Böylece Yüce Allah, bütün zamanlara yemin ederek, onları
insanların şahidi kılacağını ilan etmekte ve geçip giden zamanın kıymetini
bilmesi gerektiğini insanlara özellikle hatırlatmak istemektedir.[1]
Allah,
insanların ayetlere olan iman ve güvenlerini temin etmek, verdiği haberleri
kuvvetlendirmek, önemli varlıklar ve nesneler üzerinde tefekkürü teşvik etmek,
önemli nimetleri hatırlatmak için ayetlerini yeminli ifadelerle takviye
etmiştir. Ve yine Kur’an’ın, Kur’an’ın verdiği haberlerin, son saatin, kıyamet
gününün, ahiret hayatının, öldükten sonra dirilişin, hesabın, cennetin ve
cehennemin hak olduğu konusunda, insanları ikna etmek ve bunlarda muhtemel şüpheleri
ortadan kaldırmak gibi hikmetlerle, nimetlerini hatırlatmak için ayetlerini
yeminli ifadelerle takviye etmiştir.
Kur'an'da 17
sure yeminle başlıyor. Ayrıca sure içlerinde de defalarca yemin ediliyor. Bu
yemin edilen şeyleri incelediğimizde şu üç özellik dikkat çekiyor: 1) Herkes
tarafından tartışmasız biliniyor. 2)Bu denli bilinmesine ve bu denli önemli
olmasına rağmen insanlar bunları çoğunlukla sıradan olaylar gibi kanıksamışlardır.
3) Doğru yolu bulmakta bize yardımcı olacak birer ayet oldukları unutulmuş. Mesela
güneşin doğmasının sıradan bir olaymış gibi algılanması. Oysa bu kevni ayetler
üzerinde düşünülse, araştırılsa insanın hidayetine vesile olacaktır.
Allah
bizzat Kendi Yüce İsmi üzerine yemin ettiği gibi (Hicr,
15/92); peygamberlerine (Yâsîn, 36/1), peygamberlerin yaşadığı
veya vahyin geldiği beldelere (Tûr, 52/1-3; Beled,
90/1), meleklere (Sâffât, 37/1; Nâziât, 79/1-2), Kur’ân’a (Vâkıa,
56/77;Tûr, 52/2), kıyâmet gününe (Kıyâmet, 75/1), kâinâtta var
olan önemli varlıklar üzerine, meselâ kaleme (Kalem,
68/1), gökyüzüne (Burûc, 85/1; Târık, 86/1), güneşe (Şems,
91/1), aya (Şems, 91/2), geceye (Leyl, 92/1), sabaha (Fecr,
89/1), kuşluk vaktine (Duhâ, 93/1), zamana (Asr, 103/1), yıldıza (Necm,
53/1), havaya (Zâriyât, 51/1) ve bitkilere (Tîn,
95/1) yemin etmiştir.
3-5.
Ayetlerin Mesajları:
Allah Kulunu
Asla Terk Etmez
Yüce Allah,
yeminlerden sonra gelen bu ilk cümleyi dile getirerek yeminin gerekçesini
ortaya koymaktadır. Allah kulunu terk eder mi? İşte cevap: “Rabbin seni terk
etmedi ve sana darılmadı." Ayetteki vedde'a fiili "veda etmek, terk
etmek", kala fiili ise "darılmak" demektir. Bu ayette Yüce
Allah'ın, vahyin daha yeni başladığı dönemlerde de Hz. Peygamberi terk etmediği
ve ona darılmadığı ifade edilmektedir. Sanıldığı gibi, peygamberliğinin ilk
dönemlerinde iki veya üç yıl gibi uzun sure vahyin kesildiği iddiası doğru
olamaz. Çünkü henüz ilk günlerin yaşandığı bu muhteşem görevde, muhataplar
sayıca çok azdı ve kurulu bir inanç sistemi de henüz oluşturulmamıştı. Böyle,
işin çok başındayken uzun sureli kesintilerin yaşandığı iddialarına temkinli
yaklaşmak gerekir.[2]
6-8. Ayetlerin Mesajları:
6-8 ayetlerde Hz. Peygamberin
yetimken barındırılması, arayış içinde iken doğru yola iletilmesi ve fakirken
zenginleştirilmesinden bahsedilmektedir.
Allah
Merkezli Dil
“Seni bir
yetim olarak bulup barındırmadı mı?” Hz. Peygamberi yetim iken önce dedesi
sonra da amcası himaye ettiği halde fiil Allah’a izafe edilmiştir. Aynı şekilde
“Seni fakir bulup da zengin etmedi mi?” Hz. Peygamber kendi ticari gayretiyle
zengin olduğu (geçimini sağladığı) halde fiil Allah’a izafe edilmiştir. Bu,
Kur’an’daki Allah merkezli dilin sonucudur. Allah merkezli dil Kur’an’ın
özellikle Mekki ayetlerinde yoğun olarak gözlemlenen ve vahyin sonuna kadar
varlığını koruyan temel ifade özelliklerinden biridir. Bu ifade biçimini
doğuran etken, Mekke müşriklerinin dünya
görüşleridir. Mevcut Allah fikirlerinin ahlaki alanda hiçbir işlev görmediği
için Allah’ın tarihe bit tür müdahalesidir Allah merkezli dil.
Kur’an’ın
anlatışında, bütün olayların gerisinde, mutlak irade ve güç sahibi Allah
vardır. Makro ve mikro boyutuyla, fizik alemin bütün olaylarında yegane fail
O’dur. Yıldızları sevk ve idare eden Allah olduğu gibi[3]
spermanın teşekkülünden, yumurta hücresiyle birleşip yeni bir yaratığa
dönüşmesine kadar geçen bütün safhalarda yine Allah vardır.[4]
Tarih alanında da toplumları varlık sahnesine çıkaran, hâlden hâle geçiren ve
nihayet yok eden O’dur.[5]
Allah merkezli dil,
Arapçaya ait bir özellik olmayıp, tamamen Kur’an’ın seçmiş olduğu bir
tarzdır. Kur’an’ın Allah merkezli dille hedeflediği, muhatabının zihin
dünyasında Yaratıcının sürekli ve her alanda aktif olduğu gerçeğini
yerleştirmektir. Bunu yaparken, baştan sona, mantıksal delillerle yüklü
ve ikna etmeye yönelik bilimsel bir dil kullanması beklenemezdi. Çünkü
muhatapların ekseriyetinin zihinleri basittir. Onun yerine vicdanı harekete
geçirip düşündüren “yağmuru indirdik, bitkileri bitirdik, demiri indirdik”
ifadelerini kullanmıştır.
Kur’an’da, insan bir
iş yaptığı zaman sorumluluktan kaçmaması gerekiyorsa, insan merkezli bir dil
kullanıyor. Bunun aksine insan her şeyi kendisinin yaptığını iddia ederek külli
iradeyi inkâr edip, cüz’i iradeyi kutsuyorsa o zaman da Allah merkezli bir dil
kullanılıyor.
9-11. Ayetlerin Mesajları:
Hz. Peygambere verilen üç nimete mukabil
şükür olarak yetimlere iyi davranması, arayış için soru soranı/ihtiyaçtan
isteyeni geri çevirmemesi ve vahiy nimetini anlatması istenmektedir. Bu emirler
Hz. Peygamberin şahsında müminlere verilen sorumluluklardandır.
Kur’an’ın evrenselliği bütün
Kur’an’da olduğu gibi bu üç emirde de ortaya çıkmaktadır. Bugün bütün dünyada
yetimlerin korunması, anlam arayışı içinde olanlara sahip çıkmak ve vahyin/Kur’an’ın
layıkınca anlatılıp hayata uyarlanması müslümanlara düşen üç büyük sorumluluktur.
Yorumlar
Yorum Gönder