EGO (BENLİK)
EGO
(BENLİK)
İnsanların “kendilerini
tavaf eden hacılar” olarak gördüğü bir zamanda yaşıyoruz. Ya da lideri kendisi
olan tek kişilik “ben tarikatı”na mensup insanlar cumhuriyeti.
İnsan(lar)ı buraya getiren
şeyler nelerdir? Küreselleşme, bireysellik, teknoloji, bencillik ve inancın
zayıflaması olabilir mi?
Zamanımızda insanların iki önemli
hastalığı var. Egoizm ve konformizm. Böyle insanların hayatlarında en büyük
değerleri egolarıdır. Bu çağ enaniyet
çağı, egoizm çağı… Bunun sebebi, bireyselleşmenin egoizm olarak anlaşılmasıdır.
Bencillik insanda empatiyi
yok edip sosyal duygulara zarar veriyor. Bireyselleşme kolayca bencilliğe
dönüşebiliyor. Bireyselleşmenin bir sınırının olması lazım… Özgürüz ama
sorumluyuz. Bunlara bir sınır koymayı beceremediğimiz için bencil, kendini
beğenmiş insanlar çığ gibi büyüyor. İnsanoğlu, bencilleşmenin bedelini yalnızlık
ve mutsuzluk olarak ödüyor.
Empati ve tevazu gibi duygular
sözlerle aktarılamıyor. Davranışlarla, yani modellemeyle geçiyor. Birisine on
saat dürüstlük anlatmak yerine bir dürüstlük örneği sunarsanız onu öğretmiş
olursunuz.
Benlik nötr bir çekirdek
gibidir. Vahiyle sulanınca ahsen-i takvimde bir insan meyvesi, inkarla
sulanınca Fravun gibi küfrün elebaşlarını çıkarır. Bu anlamda insanlık tarihi
benliğin savaşıdır.
Vahiyle beslenen benlikler (peygamberler
ve muttakiler) dünyayı küçük bir cennete, küfürle beslenen benlikler dünyayı
cehenneme çevirmişlerdir.
Kur’an’da, günümüzde bir
ahlâk ve psikoloji terimi olarak kullanılan “insanın yalnız kendisiyle
ilgilenmesi, ilişkide bulunduğu herkesi ve her şeyi kendi yararına kullanma
isteği” (egoizm) ve “kendini üstün görme, dolayısıyla kendini her şeyin amacı
olarak kabul etme eğilimi” (egosantrizm) anlamındaki enâniyeti yeren pek çok
ifade bulunmaktadır:
Meselâ müşriklere, “Allah’ın
size rızık olarak verdiği şeylerden yoksullara infak edin” denildiğinde
onların, “Allah’ın geçimini sağlayabileceği kimseleri biz mi besleyeceğiz?”
(Yâsîn 36/47) demeleri kınanır.
Firavun’un bencillik
duygusuyla halkına, “Ben sizin en yüce tanrınızım” (Nâziât 79/24) demesi, Karun’un
azgınlıktan kaçınması ve insanlara ihsanda bulunması yönündeki tavsiyelere
karşılık elindeki bütün imkânlara kendi bilgisiyle kavuştuğunu iddia etmesi (Kasas
28/76-79) Kur’ân’da işaret edilen bencillik örnekleridir.
Yaşadığımız çağı ‘ben’lerin
hüküm sürdüğü çağ olarak değerlendirebiliriz. Esasında bireysel
bakış açılarının ön planda olduğu bir çağda yaşadığımız söylenebilir.
Birey olmak, kendi olmak, benlik saygısına sahip olmak önemli özelliklerdir. Fakat bunlara o kadar fazla sahibiz ki
onların dışında
sahip olduğumuz
başka bir şey yok gibi. Elimizde adeta koca bir dev
aynasıyla dolaşıyoruz.
İnsanlar tarih, siyaset ve
toplum zindanlarının şekillendirdiği sahte bir benliğe sahiptir. Teknolojiyle hazlar
çoğaltıldı. Beden semirtildi, öz ihmal edilip aç bırakıldı. Tekâsür (çoklukla
övünmek) belası benlikleri kuşattı. Benlik bakımını gerçekleştiremeyen insan,
fıtratından uzaklaştı(rıldı). Suya hasret toprak nasıl mahsul bitirmezse,
vahiyden mahrum edilen benlikler yaratılış (emanet görevi) gayesini unuttu,
çoraklaştı.
Yorumlar
Yorum Gönder