KUR’AN YETERLİDİR
KUR’AN YETERLİDİR
Dini öğrenme konusunda Kur’an'ın yeterliliğini ıskalamak çok ciddi ve derin hatalara sebep olmaktadır. Bu konuyu Ankebut/51 ayet çerçevesinde incelemek gerekiyor:
Kendilerine okunan kitabı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Bunda, iman eden bir kavim için rahmet ve hatırlatma vardır. (Ankebut/51).
Bu ayeti bir Hz. Peygamber döneminde yaşayan kitap ehli, bir de günümüzle alakalı olarak yorumlamak gerekiyor.
1) Bu ayet, Hz. Peygamber'e mucizelerin verilmesini isteyen kitap ehline bir cevap niteliği taşımaktadır.
Dinin kaynağı olarak Kur’an yeterlidir. Hz. Peygamberden önceki peygamberlere verilen mucizeler geçici olmuş, sadece gören insanları ilgilendirmiştir. Kur’an mesajı ise kıyamete kadar kalıcı olması, onlardan farklı olduğunu ifade etmektedir. Kur’an'ın içeriği, dilindeki edebi boyut ve özünde yatan gerçekler anlaşıldığında başka bir kaynak aramanın yersiz olduğu fark edilecektir.
2) Ayetin içeriğini ehli kitaba hasretmek doğru değildir. Günümüzün ilahiyatçılarından bir kısmı din adına Kur’an'ı yeterli görmemektedir. Bu yanlıştan dönmenin yolu şudur: Maide 3'e göre, yüce Allah, dini tamamladı. Kur’an'ın dışında kalan her şey beşeri boyutlu olduğundan kültüre girer, dinin kendisidir diye tanıtılamaz.
Meseleyi bir "din", bir de "kültür" diye ikiye ayırmamız gerekiyor. Din adına ne varsa Kur'ân'da vardır ve bu da yeterlidir. “Kur'an'da olmayanı sünnette, sünnette olmayanı icmada, onlarda olmayanı içtihatta aramak gerekiyor" öğretisi, baştan aşağı yanlıştır ve din için ikinci kaynak aramak demektir. Bu "Kur’an eksiktir, yetersiz kalmaktadır; din adına ihtiyaçları cevaplandırmamaktadır. Sünnet daha yeterlidir. Sünnet de eksik kalmakta, icma ve içtihatlar, onların eksiklerini tamamlamaktadır" anlamına gelir. Bu iddianın ucu tehlikeli yerlere gider.
Allah, "Ben tamamladım" diyor, Kur’an'ı yetersiz sayanlar: "Tamam değil, başka şeylere ihtiyaç vardır, eksiklerini onlarla doldurmalıyız" diyorlar.
Yüce Allah, Kur’an'ı rahmetinin ve merhametinin tezahürü olarak göndermiştir. Bir taraftan merhamet, bir taraftan da hatırlatma yapılmaktadır. Kur’an'da sadece inanmış bir topluma değil de, aynı zamanda inanmaya müsait olan, yani inanacak bir topluma rahmet ve hatırlatma vardır.
Kur’an kendini şöyle tanıtıyor:
Eksiksiz (Enam/38, 115), yeterli (Ankebut/51), apaçık (Yasin/69), korunmuş (Hicr/9), kolaylaştırılmış (Kamer/17), ayrıntılı (Enam/114), her şeyi açıklayıcı (Nahl/89), en doğru yola iletici (İsra/9), rehber ve şifa (Fussilet/44), tek sorumlu olduğumuz kitap (Zuhruf/44).
Bu konuya daha kapsamlı bakabilmek için sitedeki "Hz. Peygamber Hakkında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar (1-2)" adlı yazılarıma bakılabilir.
Kur’an'ın neden yeterli olduğunu Kur’an’dan öğrenelim:
1. Din kemale erdirildiği için (Maide/3)
“…Bugün dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’a razı oldum…”
2. Sadece Kur’an ile hesaba çekileceğimiz için. (Zuhruf/44)
Bu Kur’an, senin ve kavmin için bir hatırlatmadır. Siz (ondan) sorulacaksınız.
3. Kur’an’da din hususunda eksik olmadığı için. (Enam/38)
Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı ve gökyüzünde kanatlarıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rablerinin huzurunda hepsi toplanacaklardır.
4. Toptan ayrılığa düşmeden Allah’ın ipine (Kur’an’a) sarılmak zorunda olduğumuz için. (Ali İmran/103)
Hep birlikte Allah'ın ipine (:vahye) sıkıca tutunun ve fırkalara ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman iken O, kalplerinizi birbirinize ısındırmış ve siz Allah’ın nimetiyle kardeşler olmuştunuz. Yine siz, tam ateş çukurunun kenarındayken, sizi oradan kurtarmıştı. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Umulur ki hidayete ulaşırsınız.
5. Kur’an’ın Allah’ın ilmiyle detaylandırıldığına ve din için gerekli olan tüm detayı içerdiğine iman ettiğimiz için. (Araf/52)
Yemin olsun, biz iman eden bir topluluğa hidayet ve rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak ayrıntılı olarak açıkladığımız bir kitap getirdik.
6. Kur’an herkesi uyarmak için yeterli olduğu için. (Enam/19)
De ki "Şahitliği en büyük olan şey nedir?" De ki "Benimle sizin aranızda şahit olan Allah'tır. Bu Kur’an, sizi ve ulaştığı kimseleri, onunla uyarmam için bana vahyedildi…
7. Kur’an’ın anlaşılması kolaylaştırıldığı için. (Kamer/17)
Yemin olsun, Kur’ân'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?
8. Kur’an’ın bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracağı için. (İbrahim/1)
Elif, Lâm, Râ. Bu, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, Azîz ve Hamîd olanın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.
9. Kur’an’da her örnek olduğu için. (Zümer /27)
Yemin olsun, biz bu Kur’an'da, belki düşünürler diye, insanlar için her örneği verdik.
10. Kur’an her şeyi açıklayan bir yol gösterici olduğu için. (Nahl/89)
Her ümmete kendi içlerinden bir şahit getirdiğimiz gün, seni de bunlara şahit getireceğiz. Kitabı sana; her şeyin açıklayıcısı, hidayet, rahmet ve teslim olanlara bir müjde olarak indirdik.
11. Hâkim ve Habir Allah tarafından detaylandırıldığı için. (Hud/1-2)
Elif, Lâm, Râ. Bu, ayetleri muhkem kılınmış, hükmünde tam isabet eden ve (her şeyden) haberdar olan tarafından ayrıntılı olarak açıklanmış bir kitaptır ki; Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz. Ben de O’nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.
12. Atalardan gelme bir anlayışa değil sadece Allah’ın indirdiğine uymak zorunda olduğumuz için. (Bakara/170)
Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun." denilse, onlar: "Hayır! Biz atalarımızdan gördüğümüz şeye uyarız." derler. Ya ataları akıllarını kullanmamış ve doğru yolu bulamamışlarsa?
13. Allah, bize “Kur’an yeter” dediği için. (Ankebut/51)
Kendilerine okunan kitabı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Bunda, iman eden bir kavim için rahmet ve hatırlatma vardır.
14. Kur’an’ı beyan/açıklamak Allah’a ait olduğu için. (Kıyamet/18-19)
Onu okuduğumuz zaman, onun okunuşuna tabi ol. Sonra onu açıklamak yine bize aittir. (Kıyamet/18-19)
15. Sadece vahyedilene uymak zorunda olduğumuz için. (Yunus/15)
Onlara ayetlerimiz açıkça okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki "Bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir." De ki "Benim onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben yalnızca bana vahyedilene uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, büyük günün azabından korkarım." (Yunus/15)
16. Kur’an’dan başka hiçbir şey Allah katında delil olmadığından. (Kasas/75)
Her ümmetten bir şahit çıkarırız. "Kanıtınızı getirin." deriz. Artık bilirler ki hak Allah'ındır ve uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
17. Kur’an dışı bir kaynağa gitmemize Allah tarafından yasak konulduğu için. (İsra/73- Kasas/87)
Neredeyse seni, ondan başka bir şeyi bizim hakkımızda uydurman için sana vahyettiğimizden ayıracaklardı. İşte o zaman seni dost edinirlerdi. (İsra/73)
18. Kur’an’ı terk edenlerin kaybedeceğini bildiğimizden. (Furkan/30)
Resul de: "Ey Rabbim! Kavmim, bu Kur’an'ı terk edilmiş olarak bıraktı.” der.
19. Çelişki dolu kaynaklarda din arayamayacağımız için. (Nisa/82)
Onlar hâlâ Kur’an'ı derinliğine düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, içinde birçok çelişki bulurlardı.
20. En güzel tefsiri (Kur’an) Allah yaptığı için. (Furkan/33)
Onların sana verdikleri her örneğe karşı, biz sana hakkı ve en güzel açıklamayı getiririz.
21. Kur’an’ı Kerim adalet ve doğrulukla tamamlanmış olduğu için. (Enam/115)
Rabbinin kelimesi doğruluk ve dengeli olma bakımından tamamlanmıştır. O’nun kelimelerini değiştirecek kimse yoktur. O Semî’dir, Alîm’dir.
22. Rahman’ın Zikri dışında bir şeyle şeytanın bizleri kolayca saptıracağını bildiğimizden. (Zuhruf/36-37)
Kim Rahmân’ın zikrini (: Kur’an’ı) görmezlikten gelirse, ona bir şeytanı musallat ederiz. (O da) onun yakın arkadaşı olur. Şeytanlar onları yoldan alıkoyarlar, onlar ise kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.
23. Anlaşmazlığa düşeceğimiz tüm konuları Kur’an açıklamış olduğundan. (Bakara/213)
İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak nebîleri gönderdi. Beraberlerinde de, ihtilafa düştükleri şeyler konusunda insanlar arasında hüküm vermek üzere kitabı hak ile indirdi. Buna rağmen, -kendilerine açık deliller geldikten sonra- aralarındaki kıskançlıktan dolayı ihtilafa düşen yine kendilerine kitap verilenler oldu. Bunun üzerine Allah -kendi izniyle- inananları, ihtilaf ettikleri konuda gerçeğe yöneltti. Allah, dilediğini doğru yola ulaştırır.
Yorumlar
Yorum Gönder