KUR’AN’DA ÇOK ANLAMLI KELİMELER (SECDE KELİMESİ ÖRNEĞİ)
KUR’AN’DA ÇOK ANLAMLI KELİMELER
(SECDE KELİMESİ ÖRNEĞİ)
Kur’an’ı anlamada göz önünde
bulundurulması gereken önemli noktalardan birisi farklı anlamlara gelen
kavramların anlamını kullanıldığı ayet içerisinde doğru tespit edebilmektir. Bu
yapılmadığı takdirde ayetin vermek istediği mesaj doğru anlaşılamayabilir.
İslam âlimleri bu sebeple kelimelerin anlamını ortaya koyabilmek için eserler
telif etmişlerdir. Bu ihtiyaçtan dolayı el-vücûh (çok anlamlılık) ilmi ortaya
çıkmış; bu ilimle birden çok anlama gelen kelimelerin anlamları araştırılarak
ilim dünyasına kazandırılmıştır.
Kur’an’daki çok anlamlı bir kelimenin
anlamının tayin edilmeden Türkçe’ye çevrilmesi o ifadenin anlaşılmaması gibi
bir durumla neticelenmesi anlamına gelmekte ve okuyucu ne istiyorsa onu anlasın
türünden bir yaklaşımı doğurmaktadır. Bunun yanı sıra böyle bir kelimenin
çevirisinde o sözcüğün muhtemel anlamlarını sıralamak da bu türden bir sonuç
olacaktır. Nitekim bazı meallerde bazı kelimelerin içerdiği birçok anlam yan
yana yazılmış ve okuyucu için hangi kelimenin daha doğru olacağı düşüncesi
zihinleri daha karmaşık hale getirmiştir. Bu sebeple çokanlamlı bir kelimenin
anlamı geçtiği ayetin çeşitli bağlam türleri dikkate alınmalı ve ayetin maksadı
göz önüne alınarak doğru bir şekilde okuyucuya aktarılmalıdır.
Çokanlamlı kelimelerin kullanıldığı
yere göre kastedilen anlamının tespiti hususunda bağlamı dikkate almanın
gerekliliğini bir örnek çerçevesinde görmek daha faydalı olacaktır. Kur‘an‘da
birçok örneği bulunan bu çokanlamlı kelimelerden “secde” kelimesi
taşıdığı anlamlar ve kullanımları itibariyle iyi bir örnektir. Secde kelimesi
ve türevleri Kur‘an‘da 92 defa geçmektedir.[1]
Kelimenin Arapça‘daki belli başlı anlamları eğilmek, baş eğmek, itaat etmek,
boyun eğmek, saygı göstermek, selam vermek ve alnı yere koymaktır.[2]
Bu kelime Kur‘an‘da türevleriyle birlikte 6 farklı anlamı ifade etmektedir.[3]
Bunlar;
1- Bu kelimenin türevlerinden olan
mescid ve çoğulu mesâcid namaz kılınan yer anlamıyla 28 defa geçmektedir.[4]
2- Türkçeye geçen terim anlamıyla
farklı şekillerde 33 yerde geçmektedir.[5]
3- Hz. Adem‘in yaratılışına
meleklerin takındığı tavrı ifade için secde kelimesinin 21 farklı türevi
kullanılmaktadır.[6]
4- Allah‘a boyun eğme ve itaat
anlamında 5 defa geçmektedir.[7]
Secde kelimesinin yescudu (4) ve
succeden (1) türevi 'kainatta var olan her şey Allah'a boyun eğer ve itaat
eder' anlamında kullanılır.
5- Eğilmek ve baş eğmek anlamında 3
yerde geçmektedir.[8]
6- Saygıyla selamlama anlamında ise 2
defa kullanılmaktadır.[9]
İki yerde sacidin ve succeden ifadeleri Hz. Yusufu, kardeşlerinin saygıyla
selamlamaları bildirilirken kullanılmıştır.
Secde kelimesinin altı farklı anlamı
ifade eden kullanımlarında lafız olarak kullanıldığı yere göre doğru anlamını
tespit etmek mümkün görünmemektedir. Zira kullanılan lafız itibariyle Hz.
Adem‘in yaratılışını konu edinen ve meleklerin bu durum karşısında takındıkları
tavrı anlatan secde ve türevleri ile namazlarda yapılan rüknü ifade eden secde
ve türevleri arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Aynı durum kelimenin diğer
anlamlarını ifade eden kullanımları arasında da söz konusudur. Bu bakımdan
kelimeyi anlamlandırırken secde/secde etmek/secde edenler şeklinde sadece bir
tercihte bulunmak yani anlamı sabitlemek kelimenin taşıdığı anlamlar göz önünde
bulundurulduğunda hataya düşme doğru anlamadan daha yüksek bir ihtimal
olmaktadır. Çünkü kelimenin Kur‘an‘daki 6 ayrı kullanımından sadece ikisi bu
anlama tekabül etmektedir. Diğer dört anlam için ise tercih yanlış olmaktadır
ve bu tercih insanı hataya düşürmektedir.
Kelime ile ilgili bu durum doğru
anlamının tespitinde bağlamın katkısının gerekliliğine işaret etmektedir. Zira
bağlam sayesinde kelimenin kullanıldığı ayete göre eğilmek, itaat etmek, selam
vermek, saygı göstermek, alnı yere koymak anlamlarından hangisinin
kastedildiğini tespit daha kolaydır. Çünkü bağlam bilgisi anlayanı sadece
“secde” lafzıyla sonuca ulaşma zorluğundan kurtarmakta ve ona kimin, kime,
niçin “secde” si gibi sorulara cevap verme imkanı sağlamaktadır. Örneğin İsrailoğullarının
Filistin‘e girmelerine işaret eden[10]
“fedhulü‘l-babe succeden”[11]
ibaresini bağlamını dikkate almadan
lafza bağlı kalarak “secde ederek kapıdan girin” şeklinde anlamak gerekir.
Oysaki, secde kelimesinin mastarının geçtiği bu ibareyi bağlamını dikkate
alarak anlamaya çalıştığımızda kelimeyle kastedilenin namazdaki rükün olan
secde olmadığı ortaya çıkmaktadır. Çünkü secdenin kim tarafından, kime karşı ve
niçin yapılacağı tespit edildiğinde yani bağlamı dikkate alındığında
kastedilenin gurur, kibir ve büyüklenmeden uzak bir edayla ve Allah Teala‘nın
lütuf ve nimetlerine şükür duygularıyla dolu bir şekilde[12]
bir yere girme olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bütün bu açıklamalardan ve
örneklerden de anlaşılacağı üzere çokanlamlı kelimelerde anlamı tek tek
kelimelerle değil sözün bütününde aramak gerekir. Zira anlam kendini ancak dil
bütünlüğü içerisinde ele vermektedir. Bu bütünlüğü sağlayan ise, bağlamdır. Gerek
metin içi, gerekse metin dışı (harici) karineler yoluyla bağlam, çokanlamlı
kelimenin anlamlarından hangisinin kastedildiğini belirleyen ve kelimenin diğer
anlamlarını adeta zihinden uzaklaştıran bir unsurdur.
Kur'an’da Allah'ın meleklere, yer
yüzünde halife olarak yaratacağı Adem'e secde etmelerini emrettiğine dair
ayetlerden ve bu ayetlerin bir arada değerlendirilmesinden ortaya çıkan hususları
şu şekilde özetleyebiliriz:
1- Bu secde emri, meleklere Hz. Adem
yaratılmadan önce haber olarak verilmiş, Adem'in· yaratılması tamamlanıp ruh
üflenmesinden ve meleklerden üstün olduğunu gösteren isimlerin öğretilmesinden
sonra tüm melekler tarafından topluca ve aynı anda gerçekleştirilmiştir.
2- Adem'e secde emri, ayetlerde Adem'in
şahsına secde değil meleklerden üstün olduklarını ifade içindir. Bu emri veren
Allah olduğu için yapılan secde, aynı zamanda Allah'a itaattir. Bu emri yerine
getirmeyen İblis, meleklerden ayrılarak Allah'a karşı gelenlerden olmuştur.
3- Bu secde ibadet secdesi anlamında
değildir. Allah'tan başkasına yapılması emredilen secde yüceltme ve selamlama
anlamındadır.
4- Söz konusu secde, terim anlamında
gerçekleşmiş olabileceği gibi, lügavi anlamda veya daha farklı bir şekilde de
gerçekleşmiş olabilir. Bizim böyle bir şeyi tespit imkânımız yoktur. Hakikatini
tam olarak bilemediğimiz varlıklar olan melekler aynı zamanda fiziksel bir
anlam da taşıyan secdeyi kendi varlıklarıyla mütenasip bir tarzda yerine
getirmişlerdir. Ancak burada meleklerin secdesinin şekilselliği değil de onun
içerdiği anlam öne çıkarılmalıdır. O da Allah'ın emri gereği meleklerin,
Adem'in şahsında, insana saygı sunma, onu yüceltme ve selamlamalarıdır. Allah,
meleklerin Adem'e secdesini, saygı gösterme, yüceltme ve itaatin en yüksek şekli
sayılan secde kavramıyla bize anlatmaktadır.
[1] Muhammed
Fuad Abdülbaki, el-Mu‘cemü‘l-Müfehres li-Elfazi‘l-Kur‘ani‘l-Kerim,
[2] İbn
Manzur, III, s.204-205
[3] Emrullah
İşler, Secde Kelimesi ve Türkçe‘ye Çeviri Sorunu, İslamiyât, Cilt 1, Sayı 3,
Temmuz-Eylül 1998, s.105-115
[4] Bkz.
Bakara 2/144,149,150,191,196,217; Maide 5/2; Enfal 8/34; Tevbe 9/7,19,28; İsrâ 17/1;
Kehf 18/21…..gibi.
[5] Bkz.
A‘li İmran 3/43,113; Nisa 4/102; A‘raf 7/107,206; Tevbe 9/112; İsrâ 17/107;
Furkan 25/60,64; Fussilet 41/37; Fetih 48/29; Necm 53/62.
[6] Bkz.
Bakara 2/34; Hicr 15/29,30,33; Sâd 38/72-73; A‘raf 7/11,12; İsrâ 17/61; Kehf
18/50; Tâhâ 20/116; Hac 22/77…..gibi.
[7] Bkz.
Ra‘d 13/15; Nahl 16/48-49; Hac 22/18 ve Rahman 55/6.
[8] Bkz.
Bakara 2/58; Nisa 4/154 ve A‘raf 7/161.
[9] Bkz.
Yusuf 12/4 ve 100.
[10]
Muhammed Esed, Kur‘an Mesajı (Çev: Cahit Koytak ve Ahmet Ertürk), İşaret
Yayınları, İstanbul 1999, Cilt I, s.17.
[11] Bkz.
Bakara 2/58; Nisa 4/154 ve A‘raf 7/161.
[12] Zeki
Duman, Beyânu‘l-Hak (Kur‘an-ı Kerim‘in Nüzul Sırasına Göre Tefsiri), Fecr
Yayınevi, Ankara 2008, Cilt III, s.37.
Yorumlar
Yorum Gönder