TARİKAT
TARİKAT
Herhangi bir din, mezhep, cemaat, tarikat veya doktrini değerlendirirken, tarihteki herhangi bir kesiti veya ağırlık verdiği herhangi bir unsura bakarak değerlendirmek hakikati temsil etmez. Bin yılı aşkın kitleleri etkilemiş bir yapı hakkında değerlendirme yapmak zor bir meseledir.
Tarikat, kurumsallaşmış bir tasavvuftur. En zeki insanları dahi etkilemiş, onlarda kendilerinden sonraki insanları etkilemiştir. Tasavvuf Sünni ülema tarafından sürekli Kur'an ve hadise uydurulmaya çalışılmış, Hallac gibileri şiddetle cezalandırılmış, İbni Teymiye ve başka alimler sözde tasavvufa sızan(!) unsurları temizlemeye çalışmıştır. Ancak bütün bunlara rağmen ayet ve hadislerin içinde bu unsurlar eritilerek sos yapılmış ve adeta yeni bir din ortaya çıkartılmıştır.
Tasavvufun doğuşuna siyasi sebepler (:Emevi diktatörlüğüyle baş edememe) etkili olduğu gibi, kelamcıların kuru din anlayışı, fukahanın şekilci din sunumu, İslamın yeni kültür ve coğrafyalara ulaşması ve onların mevcut kültür ve algılarıyla islamlaşması(!) etkili olmuştur.
Sezgi, bilgi edinme yollarından vahiy, beş duyu, somut tecrübe ve aklın yerini aldı. Zamanla tenkidin yerini şeyhin otoritesi(!) teslim aldı. Kesbi bilgi dışlandı vehbi bilgiye merak salındı. Matematik, astronomi, tıp, kimya, hendesenin yerini; ebced, cifir, astroloji, simya ve sihir aldı.
Nafile ibadetlerle insanın yeryüzü halifeliğini ortadan kaldırdı. Kur'an'ın Allah-insan ilişkisinde önerdiği yatay ilişki (adaleti sağlamak, zulmü kaldırmak, fitneyi kaldırmak, ameli salih vb...) Allah'a aşık olmak, fenafillah, gaybe aşina olmak, nihayet vahdeti vücut gibi tehlikeli dikey ilişkiye evrildi. Daha nice yenilmez yutulmaz iddialar ve kabuller var ki makalenin hacmi buna kafi gelmez. Mesela vahdeti vücutça "Her şey O'ndandır!" dolayısıyla Allah dışındaki varlıklara kulluk etmek insanı kafir/müşrik etmez.
"Din/İslam"den farklı olarak kurumsallaşan tarikat, dinin yerine ikame edilmeye çalışılan bir projedir. Postmodern bir laikliktir. Tarikat, kötülükle mücadele ve ona karşı direniş azm ve cesaretini kaybetmişlere dini(!) bir sığınaktır, çağdaş kaderciliktir, bir şey yapılıyor yanılsamasıdır. Din içinde dindir. "Din/İslam"den kaçışın dincesidir/kılıfıdır. "Dine karşı din"dir.
Tarikat, İslam bedeninde erken dönem çıkmış yaralardan bir tanesidir. Bugün büyük kitleler o yaraya müptela olduğu için o yara uzuvdan addedilmektedir. Tarikat din evine kapı dururken bacadan girmektir.
Tarikat modern diktatör(lük)lere fiili bir duadır (Şeyh Şamil hariç). Çünkü, kendilerini dine nisbet ettikleri takdirde yani, Din'in/İslam'ın bir direniş teolojisi ve dünya görüşü olduğunu söylemek ve eyleme koymak bir bedel istediğinden, aşk, haz, feyz, keramet, ilham, vecd, müridlik vs. gibi vartalarla dolu sahte sorumluluklar yüklenmiş; sevgi, barış, kardeşlik, hümanizm, höşgörü, diyalog vs. sonunun nereye vardırılacağı belli olmayan ucu başkalarının elinde göreceli kavramlarla dehlizlerde yapılan bir seyahattir/maceradır. Din cadde-i kübra, tarikat patika bir yoldur. Tarikat mevhumun mevcuda/sırat-ı müstakime hükmet(tiril)mesidir.
Tarikat, sütün su katılmış/sulandırılmış halidir. İslam'da otorite Kur'an ve Hz. Peygamber'in örnekliğidir. Tarikatta otorite şeyh ve onun ilhamlarıdır. Şeyhin söylemleri ve ilhamları Kur'an'a ve Hz. Peygamberin örnekliğiyle ters düştüğünde şeyhin söylemleri ve ilhamları esas alınır, Kur'an ve Hz. Peygamberin uygulamaları tevil edilir/yok sayılır/ ötelenir. Tarikat, yeni din icadının dincesidir! Tarikat, alim yerine şeyhin, cami yerine tekkenin, ilim yerine lafzi zikirin, müslüman yerine müridin, Kur'an yerine tarikatın kitabının, Hz. Peygamberin örnekliği yerine şeyhin keramet, menkıbe ve ilhamlarının, direniş teolojisi yerine otoriteye teslimiyetçi zahitliğin vazedildiği yapay bir dindir.
İndirilen dini muhafazaya evet; ilimden
beslenen takvaya evet, sezgiden beslenen tasavvufa/tarikata hayır.
Yorumlar
Yorum Gönder