HADİS TENKİDİ VE İNKÂRCILIĞI

 

Hadİs Tenkİdİ ve İnkârcılığı

 

Hadis tenkidi ile hadis inkârcılığını ayırt etmek gerekir. İkisi aynı şey değildir. Hadis tenkidi demek, sahihini, zayıf ve uydurma olanından ayırma anlamına gelir. Hadis inkârcılığı ise hadisleri böyle bir eleme, tenkit ve ayıklama sürecinden geçirmeden toptan reddetmektir. Haricîlerin bazı kollarının hadisleri tümüyle, Mu’tezile’den bir grubun da sadece haber-i vâhidi (tek kanalla gelen hadisleri) reddettikleri anlaşılmaktadır. Günümüze gelince, bilindiği kadarıyla sünneti toptan reddettikleri söylenen tek yapı Pakistan’daki Ehl-i Kur’an adlı bir gruptur. Bu grubun içindeki kişilerin sünneti toptan ret konusunda ittifak halinde olmadıkları, onlardan bazılarının sahihler dışında, bazılarının da mütevatirler dışında kalan hadisleri reddettikleri; ancak marjinal bir grubun hadislerin tamamını reddettikleri ifade edilmektedir.[1]

Metin tenkidi İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren yapılmıştır. Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Aişe, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes’ud gibi sahabîler birbirlerini “unutma, yanılma, hata etme, tereddüt, vehim, eksik işitme, eksik nakletme, yanlış yorumlama ve doğru ifade edememe” gibi hususlarda eleştirmişlerdir. Görüldüğü üzere sahâbe de zaman zaman yanılabilmiştir. Dolayısıyla bir rivâyetin Hz. Peygamber’e aidiyetini ve sıhhatini tespit için “rivâyetleri tenkit etmek” farklı bir şey, “hadis inkârcılığı” ise tamamen başka bir şeydir.

Haberin içeriğini incelerken her bir hadisi akıl, Kur’an, Hz. Peygamber’in yaygın ve meşhur uygulamaları, kesin bilimsel veriler, kesin tarihi gerçekler ve çok sayıda kişiyi ilgilendiren bir konuda sadece bir kişinin rivâyet etmesi ve benzeri yönleriyle incelenmelidir.

Hadislerin tenkidi konusu, İslâm âlimleri, sahih bir hadiste aradıkları şartların farklı olması sebebiyle, birinin kabul ettiği diğeri reddetmiş, diğerinin reddettiğini de öbürü kabul etmiştir. Bir takım hadisleri reddettiği için hadis inkârcısı gibi haksız bir ithama maruz kalanların reddettiği hadislerin sayısına bakınca yüzü biraz geçtiği görülür. Seyyid Salih Ebu Bekir, adı geçen eserinde 100 hadisi, İbn Kuteybe’nin eserinde tartışma konusu yapılan hadisler de 109 konu etrafında yoğunlaşmaktadır.[2]

Tefsir, fıkıh, kelam ve tasavvuf kitaplarında hadisçilerin reddettiği veya hadis kaynaklarında bulunmayan hadisler mevcuttur. Tasavvufa dair eserlerde mevcut çok sayıdaki hadisi, ya aslı bulunmadığı, ya isnadı olmadığı ya da açıkça uydurma olduğu gerekçesiyle reddetmişlerdir. Bunun örneği, İmamı Gazâlî’nin İhya-i Ulûmi’d-Dîn adlı eserindeki hadislere yöneltilen eleştiriler oluşturmaktadır. Zira hadisçiler İhya’daki yüzlerce hadisi kaynaklarda aslı bulunmadığı, ya da uydurma olduğu gerekçesiyle açıkça reddetmiştir.

Vaaz edebiyatını oluşturan 250 civarındaki eserde yer alan hadislerin genel bir değerlendirmesinin yapıldığı bir doktora tezinde ulaşılan sonuçlar çarpıcıdır.  Geçmişten günümüze kullanılan dokuz vaaz kitabındaki[3] 4000 hadis şöyle değerlendirilmiştir: Hadislerin % 53’ü kütübü tis’ada, % 30’u kütübü tis’a dışında, % 16’sını ise kaynakları tespit edilememiştir. Toplam hadislerin % 52’si makbul, % 40 ise merduttur. Uydurma hadislerin sayısı 199 olup oranı % 4’tür.[4] Bu Müslüman aklını, kültürünü, tasavvurunu oluşturan malumatın yarısı uydurma demektir.[5]

Sonuç olarak “hadis tenkidi” ve “hadis inkârcılığı” ayrı ayrı şeylerdir.  İkisini  birbirine karıştırarak hadis münekkidini “hadis inkârcısı” veya “Kur’ân Müslümanı/mealci” şeklinde tanıtmak ve itibarsızlaştırmaya çalışmak ciddi bir vebaldir ve kul hakkı ihlalidir.



[1] M. Hayri KIRBAŞOĞLU, İslam Düşüncesinde Sünnet Eleştirel Bir Yaklaşım, 120

[2] M. Hayri KIRBAŞOĞLU, İslam Düşüncesinde Sünnet Eleştirel Bir Yaklaşım, 121-122

[3] Söz konusu kitaplar: 1.Ömer Nasuhi Bilmen, Nesayihi Kuraniyye 2. Semerkandi, Tenbihul Gafilin 3. İbni Cevzi, Eşşifa 4. İbni Recep el Hanbeli Buğyetul İnsan  5. Seyyid Ali Zade, Şiratul İslam 6. Hasan bin Ümmi Sinan Elmecelisussinaniye 7. Osman Hopavi Dürratunnasihin 8. Mehmet Rahmi Eğin, Tefciruttesnim 9. Kasım bin Selam, Elhutab Velmevaiz

[4] Mahmut YEŞİL,  Vaaz Edebiyatınnda Kullanılan Eserler ve Değeri, 142

[5] Bu konuda Yusuf ACAR, Popüler Dini Kaynakların Hadis Açısından Değeri, 2001 Kutlu Doğum Sempozyumu tebliği okunabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

KEVSER SURESİNİN İNCELENMESİ