İNSAN NESLİ ÂDEM VE EŞİNİN ÇOCUKLARINDAN MI ÇOĞALMIŞTIR?

 

İNsaN NEsLİ ÂDEm vE EşİNİN ÇocuKLaRıNDaN mı ÇoğaLmıştıR?[1]

İnsanın nasıl yaratıldığı ve nasıl çoğaldığı daima merak konusu olmuştur. Yaygın olan görüşe göre yaratılan ilk insan olarak kabul edilen Hz. Âdem ve eşinden dünyaya gelen çocukların eşleşmesi yani evlilikleri sonucunda insan nesli çoğalmıştır. Dolayısıyla tüm teist inanç sistemleri tarafından yasaklanmış olan evrensel ve kadim bir ilke yani aile içi evlilik/birliktelik durumu (ensest) yaşanmıştır. Ancak Kur’an ayetlerinden hareketle bu iddianın makul ve savunulabilir bir yanı yoktur. İslam inancının varlığı, insanın yeryüzündeki tarihi kadar eskidir. İnsanın yeryüzünde yaratılmasıyla sorumluluğu ve sınanması da başlamıştır. Bir önceki bölümde de dikkat çekildiği gibi Hz. Âdem ve eşi ile birlikte ilk insan nesli bu dünyada yaratılmışlardı. Kur’an’da tüm insanların aynı cevherden yani aynı özden yaratıldığına dikkat çekilmektedir.[2] Ayetin “Ey insanlar” hitabı ile başlaması yaratılan her insanın aynı özden yaratıldığına dikkat çekmek içindir. Ayette Hz. Âdem’den de eşinden de söz edilmemektedir. Hem Âdem’in hem eşinin hem de tüm insan neslinin yaratıldığı candan yani özden söz edilmektedir. Ayette geçen “tek bir nefis” ifadesi Hz. Âdem’i, “eşini de ondan yaratan” ifadesi de eşinin Hz. Âdem’den yaratıldığını değil aksine Âdem’in de eşinin de aynı özden yaratıldığını ifade etmektedir. Üstelik ayetin başında “sizi tek bir nefisten yaratan” ifadesi, tüm insanların Âdem ve eşi her neyden yaratıldılarsa o şeyden yaratıldıklarını vurgulamaktadır. Geleneksel kaynaklarda kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığı için eğri olduğu, bu yüzden tam olarak düzeltilmesinin mümkün olmadığı şeklinde Kur’an’a ve fıtrata aykırı iddialar bulunmaktadır.[3] Bunu iddia eden rivayetlerin Eski Ahid kaynaklı olduğunu anlamak zor değildir.[4] Eski Ahid’de kadının Hz. Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı anlatılmaktadır: “Rab Tanrı Âdem’e derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı. Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.”[5] Bu açıklama Kur’an’a uygun olmadığı gibi ayetlerde, eşinin Hz. Âdem’den alınan bir parçadan değil onunla aynı özden yani aynı nefisten yaratıldığı söylenmektedir. Âdem’in eşinin Âdem’den alınan bir parçadan yaratılmış olduğunu iddia etmek, Âdem’in kendinden yaratılan bir parça ile eşleştiğini söylemektir. Oysa tek bir nefisten yaratılmak ile kastedilen şeyin aynı tür yani insan türünden olduğu açıktır. Ayetlerde “Allah, size kendi nefislerinizden eşler yaratmış, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yaratmıştır” denilmektedir.[6] Yine ayetlerde, kendileriyle kaynaşılması için kendi türümüzden (nefislerimizden) eşler yaratılmış olmasının, erkek ve kadın arasında sevgi ve merhamet var edilmesinin Allah’ın kudretinin delillerinden olduğu söylenir.[7] Ayetlerde kendi parçamızdan bize eşler yaratıldığı değil kendi türümüzden eşler yaratıldığı söylenir. Yine ayetlerde, Allah’ın mesajlarını iletmek üzere görevlendirilen nebi ve resullerin de insanların içinden yani insan türünden seçildiklerine dikkat çekilir.[8] İnsanları uyarmak üzere meleklerin değil de yine insanların elçi olarak seçilmesi, yeryüzünde meleklerin değil insanların yaşıyor olmaları nedeniyledir.[9] Peygamberimiz için de “kendi nefislerinizden bir elçi” ifadesinin kullanılmış olduğu görülebilir.[10] Bu ayetten hareketle kimse peygamberimizin başkasından alınan bir parça ile yaratıldığını düşünmeyecektir. Kendi nefislerinden yani insan türünden bir elçi olduğunu herkes kabul edecektir. Hz. Âdem, yaratılan ilk insan olabilir ancak yaratılan tek insan değildir. Eşi de, başka erkek ve dişiler de yaratılmıştır. Esasında ayetler, erkek ve kadının aynı özden yaratıldıklarına dikkat çekmekte, böylece birbirlerine bir üstünlükleri bulunmadığını ve birbirlerine eş olmak üzere yaratıldıklarını söylemektedir. Yine ayetlerde Allah’ın tüm insanları önce topraktan, sonra da nutfeden (zigottan) yarattığı daha sonra eşler (çiftler) hâline getirdiğine dikkat çekilmektedir. Dolayısıyla ilk yaratılışta tek bir çift değil birden çok çiftler olduğu düşünülmelidir.[11] Zaten ayetlerde bu gerçeğe de işaretler görmek mümkündür.

İnsanların Allah tarafından yaratıldığına, onlara biçim verildiğine, sonra da meleklere Âdem’in yaratılışına yönelik saygılarını ifade etmek üzere secde etmelerinin söylendiğine dikkat çekilmektedir. Dolayısıyla Âdem’in yaratılışı için secde edilmesinden önce başka insanların da yaratılmış oldukları ifade edilmektedir.[12] İlgili ayette geçen, “siz”, “sizi” şeklindeki zamirler, ilk insanların topluluk olarak yaratıldığının delillerindendir. Öte taraftan Âdem ve eşinin bulundukları cennetten yani yeryüzünde yerleştirilmiş oldukları bahçeden çıkarılmaları da tek başlarına değil beraberlerindeki başkalarıyla birlikte olmuştur.[13] Dolayısıyla bahçeden çıkarılma, ilk insan topluluğu için de geçerlidir. Kur’an ayetleri Allah’ın Hz. Âdem’i; tıpkı Hz. Nuh’u, İbrahim ve İmran ailesini seçtiği gibi seçtiğini söylemektedir.[14] Allah’ın Hz. Âdem’i seçmesi için başka insanların da yaratılmış olmaları gerekmektedir.

Yani nasıl ki Hz. Nuh ve Hz. İbrahim kendi toplumlarında birlikte yaşadıkları insanlar arasından seçilmişlerse Hz. Âdem’in de birlikte yaşadığı insanlar arasından seçilmiş olması gerekmektedir. Ayetler meseleye açıklık getirmekteyken insan neslinin Hz. Âdem ve eşinden dünyaya gelen kardeşlerin birlikteliği ile çoğaldığını iddia etmek hem din hem de fıtrat açısından doğru değildir. Yoktan yaratma kudreti elinde olan Allah’ın başka Âdemler ve onlar için de başka eşler yaratmasına engel bir durum söz konusu değildir. Allah, malzeme sıkıntısı çekiyor değildir. Yaratmanın ya da herhangi başka bir şeyin O’na yorgunluk dokundurması da söz konusu değildir. Dolayısıyla insan neslinin yaratılmış olan ilk insan topluluğunun örnekleri içinden çoğaldığı görülmektedir. Kardeş kardeşe evlilik Kur’an’da açıkça yasak edildiğine göre bu yasağın tüm dönem ve zamanlarda geçerli olması gerekir. Üstelik sadece kardeş evliliği değil süt emilen sütannelerimiz ile de süt kız kardeşlerimiz ile de evlilik açıkça yasak edilmiştir.[15] Süt kardeş ile evliliği yasak eden Allah, öz kardeş ile evliliğe izin vermiş olabilir mi? Daha önce de dikkat çekildiği gibi İslam inanç sistemi ve beraberinde getirmiş olduğu evrensel ilkeleri tüm nebi ve resuller tarafından tebliğ edilmiş olan gerçekleri içermektedir.[16] Allah, insan neslinin çoğalması için kendi koymuş olduğu yasağı kaldıracak ya da başka erkek ve kadınlar yaratmayarak insan neslinin kardeş evliliği ile çoğalmasına izin verecek değildir.



[1] Bu yazı Emre Dorman’ın 101 Soruda Kur’an kitabından alıntıdır.  s.87-91

[2] Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten (candan/cevherden) yaratan, eşini de ondan yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı takvalı (duyarlı) olun! Nisa Suresi 1

[3] Buhari, Nikâh 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Rada 65, (1468); Tirmizi, Talâk 12, (1188).

[4] Eski Ahid: Yahudilerin kutsal kitabına Hıristiyanlarca verilen bir isim.

[5] Tevrat, Yaratılış II, 21-22.

[6] Allah, size kendi nefislerinizden eşler yaratmış, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yaratmış, (ayrıca) sizi temiz gıdalardan rızıklandırmıştır. Onlar, Allah’ın nimet(ler)ine nankörlük edip batıla mı inanıyorlar!? Nahl Suresi 72

[7] Kendileriyle kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet var etmesi, O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz ki bunda, düşünen bir toplum için dersler vardır. Rum Suresi 21

[8] Nitekim size kendi içinizden, ayetlerimizi tilavet eden (okuyup aktaran), sizi (kötülüklerden) arındıran, size Kitabı ve hikmeti (doğru hüküm verme yeteneğini) bildiren, bilmediklerinizi size öğreten bir elçi gönderdik. Bakara Suresi 151

[9] (Zaten), kendilerine hidayet geldiğinde, insanların inanmalarını sadece “Allah, elçi olarak bir insan mı gönderdi?” demeleri engellemiştir. De ki: “Yerde yerleşip yürüyenler melekler olsaydı, elbette gökten onlara elçi melek indirirdik.” İsra Suresi 94-95

[10] Şüphesiz ki size kendinizden (nefislerinizden) öyle bir elçi gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. Size çok düşkündür; müminlere karşı elbette çok şefkatlidir; merhametlidir. Tevbe Suresi 128

[11] Allah, sizi (önce) topraktan, sonra da nutfeden (zigottan) yarattı; daha sonra sizi eşler (çiftler) hâline getirdi. Fatır Suresi 11

[12] Yemin olsun ki sizi yeryüzüne biz yerleştirdik ve orada sizin için (gerekli) geçim vasıtaları sağladık. Ne kadar da azınız şükrediyor! Yemin olsun ki sizi biz yaratmış, sonra size biçim vermiş, sonra da meleklere, “Âdem için (Allah’a) secde edin” demiştik; onlar da hemen secde etmişlerdi. İblis hariç. O, secde edenlerden olmamıştı. A’raf Suresi 10-11

[13] (Bunun üzerine Allah) “Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak inin (çıkın). Yeryüzünde, size belli bir süreye kadar yerleşme ve yararlanma imkânı vardır.” dedi. A’raf Suresi 24 ; (Allah) şöyle demişti: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (bahçeden çıkın) inin! Artık benden size bir hidayet geldiğinde, kim hidayetime uyarsa sapmayacak ve sıkıntı çekmeyecektir. Taha Suresi 123

[14] Şüphesiz ki Allah, Âdem’i, Nuh’u, İbrahim Ailesi ile İmran Ailesini âlemlere (diğer insanlara) seç(ip üstün kıl)mıştır. Âli İmran Suresi 33

[15] Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt (emmekten dolayı oluşan) kız kardeşleriniz, kadınlarınızın (eşlerinizin) anneleri, kendileriyle (cinsel ilişki ile) birleştiğiniz kadınlarınızdan (eşlerinizden) olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız da size haram kılınmıştır. Nisa Suresi 23

[16] Biz, Nuh’a ve ondan sonraki bütün nebilere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Ve biz İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyub’a, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettik. Ve Davud’a da Zebur’u verdik. Nisa Suresi 163 ; Allah Nuh’a ne emretmişse onu, sizin için bu dinin kuralı (şeriat) yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya emrettiğimiz şudur: Bu dini ayakta tutun ve birbirinizden ayrı düşmeyin. Senin çağırdığın şey müşriklere ağır gelir. Allah, bu dini tercih edeni kendi tarafına (yoluna) seçer ve O’na yöneleni doğruya yönlendirir. Şura Suresi 13

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

KEVSER SURESİNİN İNCELENMESİ