ÖYKÜNEREK İCAT EDİLMİŞ ŞİRKLER

 

ÖYKÜNEREK İCAT EDİLMİŞ ŞİRKLER

 

Hristiyanlara öykünerek icat edilmiş şirkler

 

Onlar nasıl Hz. İsa’yı Baba’nın sağına oturtmuşlarsa[1] Müslümanlarda “makam-ı mahmud”  icat ederek Hz. Peygamberi Allah’ın arşının sağ tarafına yerleştirmişlerdir. Oysa; “Gecenin bir vaktinde de, sana özgü bir nafile olmak üzere, onunla teheccüd et. Umulur ki, böylece Rabbin seni makam-ı mahmud'a (:övülmüş konuma) eriştirir.” (17/79) ayeti ahirette Hz. Peygambere özgü bir makamı ifade etmez.[2]

 

Hristiyanları yargılayacak Hz. İsa’dır (Yuhanna,5/9). Müslümanlar da ahirette Hz. Peygambere şefaat icat etmişlerdir.

 

Onlar Hz. İsa’ya ibadet ederken, Müslümanlar da namazların sünnetlerini kılarak Hz. Peygamberden şefaat beklentisi içine girmişlerdir. Salatı tefriciye’de olduğu gibi, Allah’tan istenecek şeyler Hz. Peygamberden istenmeye başladılar.

 

Tevbe 31. ayette bildirildiği gibi onlar rahiplerini rab edindikleri gibi, Müslümanlarda mezhep imamlarını, evliyayı, şeyhleri, üstadları, efendileri rab yerine koymuşlardır.

 

Hristiyanlar Hz. İsa’nın göğe çekilmiş olduğuna inanırken, Müslümanlar da Hz. Peygamberin kabrinde canlı olduğuna inanırlar. Allah gibi her yerde hazır ve nazır olduğuna inanılır.

 

Yahudilere öykünerek icat edilmiş şirkler

 

Tevbe 31. ayette bildirildiği gibi onlar hahamlarını rab edindikleri gibi, Müslümanlarda mezhep imamlarını, evliyayı, şeyhleri, üstadları, efendileri rab yerine koymuşlardır.

 

Yahudiler: "Sayılı günlerin dışında, ateş bize dokunmayacaktır." De ki: "Allah katından bir ahit mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? dediler." (2/80). Müslümanlarda Hz. Peygamberin şefaatiyle cehennemde bronzlaşıp çıkacaklarına inanmaktadırlar. Oysa cehenneme girenin çıkacağına dair bir ayet bulunmamaktadır!

 

Yahudiler mesih bekliyorlar, Müslümanlar da mehdi bekliyorlar.

 

Hz. İsa İncil’de Yahudileri “Siz naklettiğiniz gelenekle, Allah’ın kelamını değiştirdiniz.” (Markos,7/8-9) derken, Müslümanlar da rivayetlerle ayetleri neshettiler/geçersiz kıldılar. “İsrailoğullarından inkâr edenler, Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın dili ile lanetlenmiştir. Bu onların isyan etmeleri ve hadlerini aşmalarındandı. Yaptıkları münker (:çirkin iş) lerden birbirlerini alıkoymuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötüydü!” (5/78-79).

 

Yahudiler kendi elleriyle yazdıklarını kutsallaştırdıkları gibi, Celalettin Rumi, İmamı Rabbani, İbni Arabî, İskender Evrenesoğlu, Said Nursi vb. leri eserlerini kutsallaştırmışlardır. Oysa Allah: “Yazıklar olsun; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra onu az bir değere satmak için "Bu Allah katındandır" diyenlere. Yazıklar olsun, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; yazıklar olsun, yüklenmiş olduklarından dolayı onlara.” (2/79). diyor.



[1] Yuhanna,5/7

[2] Makalenin konusunu oluşturan terkipte de benzer bir gelişme yaşandığı anlaşılmaktadır. İlgili ayette, müşriklerin elinden canını kurtarıp kurtaramama pozisyonundaki bir lidere, Hz. Peygamber’e, yeni bir vatana gönderileceği müjdelenmekle birlikte, nüzûl sonrası geliştirilen anlamlar önce ayetin kapsamına alınmış, daha sonra gerçek anlam tamamen ortadan kalkmıştır. Murat SÜLÜN’ün bu konudaki makalesine bakılabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

KEVSER SURESİNİN İNCELENMESİ