İNSANLARIN KUSURLARINI ARAŞTIRMAMAK, YAYMAMAK AKSİNE ÖRTMEYE ÇALIŞMAK
İNSANLARIN KUSURLARINI ARAŞTIRMAMAK, YAYMAMAK AKSİNE ÖRTMEYE ÇALIŞMAK
Müslümanın
amacı, insanların üstü örtülü olan kusurlarını gün yüzüne çıkarmak değil,
aksine örtmeye çalışmak olmalıdır. Kişinin, en yakın olduğu insanlar, aile
fertleridir. Orada hiçbir şey aile fertlerine gizli kalmaz. Sürekli bir arada
olan bu kişilerin, karşılıklı hatalar, kusurlar işlemeleri de elbette
mümkündür. Bu nedenle aile fertlerine düşen, bu sıcak aile ortamını, savaş
alanına çevirmek değil, hoşgörünün, anlayışın hakim olduğu bir mekan haline
getirmektir. Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Eşlerinizden
ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır. Onlardan sakının. Ama
affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki
Allah çok bağışlayan çok merhamet
edendir.” (Tegâbun/14) Eşler ve çocuklar, bazen kişiyi Allah yolundan
alıkoyan bir meşgale ve eğlence olabilir. Cihada çıkmasında engel olabilir. Kişi
her ne kadar kendisine gelecek sıkıntılara katlansa da ailesine gelecek
sıkıntılara katlanamaz. Bu durumda ailesi onun için düşman olabilir.[1]
Mümin
için asıl olan ahiret hayatıdır. Bu nedenle bu dünyada nefsinin basit
isteklerine kul-köle olup diğer insanlarla uğraşmak yerine acaba ahireti
kazanmak için neler yapmalıyım çabası içinde olmalıdır. İnsanların kusurlarını
araştırmak, kişiye sevap kazandırmaz, aksine günahının artmasına sebep olur.
Böyle bir günahı işlemek yerine, ahirete yatırım anlamında, daha faydalı şeylerle
uğraşması, hem kendisi için, hem de İslam toplumu için, büyük faydalar temin edecektir.
Aynı şekilde, başkalarının kusurlarını ortaya çıkaran kişinin hatalarını da
Allah ortaya çıkaracaktır.
Herkes,
yaptığının karşılığını er geç görür. Başkalarının hatalarını ortaya çıkarmakla
meşgul olan insanlar, bir süre sonra, kendi hatalarını göremezler.
Göremedikleri bu hatalarda, herkesin gözü önünde sergilenmeye başlar. Çünkü bu
tür insanlar, başkalarının hatalarını aramaktan, kendilerininkini görmeye ve
düzeltmeye fırsat bulamamışlardır.
Başkalarının,
üzerine perde çekilmiş hallerini araştırması, o perdenin arkasına uzanarak
kimin ne ayıbı var, kimin ne kusuru var, kimin hangi gizlenmiş hataları var diye
öğrenmeye çalışması bir Müslümanın işi değildir. İki kişinin konuşmasına kulak kabartmak,
komşuların evlerinin içini merak etmek, çeşitli yollarla başkalarının aile hayatını
ve onların şahsi davranışlarını araştırmak büyük bir ahlaksızlıktır ve bundan bin
bir kötülükler ortaya çıkar.[2]
Bir Müslüman, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapmamalıdır.
Başkalarının, bizim evimizi gözetlemesine, kusurlarımızı araştırmasına nasıl
tepki gösteriyorsak, aynı şeyi kendimizin yapmasına da öyle tepki göstermeliyiz.
Mümin
kişi her şeyden önce kendisini hesaba çekmelidir. Şunun bu kadar hatası var,
bunun bu kadar hatası var demek yerine acaba ben ne kadar hata yapıyorum diye öncelikle
kendini hesaba çekmelidir. Her mümin bu şekilde kendini hesaba çekerse hem hatasını
en aza indirmiş olur, hem diğer müminlerle kardeşlik bağı kuvvetlenmiş olur, hem
de büyük bir günaha, vebale düşmekten kurtulmuş olur.
Her
insanın mahrem bir hayatı vardır. Nasıl ki bir insan kendine ait özel hayatının
ortaya çıkarılmasını istemiyorsa o da başkasının hatalarını ortaya çıkarmaya çalışmamalıdır.
Onun hayatı nasıl değerliyse başkalarının hayatı da aynı şekilde değerlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder