DİN ANLAŞILIR DEĞİL Mİ?
Dİn anlaşılır değİl mİ?
İnsanların zihinlerinde
dinin yeterince açık ve anlaşılır olmadığına dair bir düşünce vardır. Bu düşünceyi
dillendirenlerin büyük çoğunluğu dini öğrenmek için okuyup araştırma yapmış
değildir. Bazı insanlar Kur’an’ı bir kez olsun okumadan Kur’an hakkında türlü
zanlarda bulunurlar. Sanki okuyup anlaması kendi görevi değilmiş gibi
Kur’an’daki bazı konuları farklı anlayıp yorumlayan hocaları bahane ederler.
Kayda değer bir inceleme
yapmadan, dinin yeterince açık ve anlaşılır olmadığını düşünen ve bu sebeple
dine ilgisiz kesilen insanların günlük hayatta nelere ilgi duyduklarına
şaşarsınız. Örneğin kamuoyunu dalgalandırıcı bir haber çıksa onunla ilgili daha
detaylı bilgi edinmek için sorup soruştururlar. Ünlüler hakkında bilgiler edinirler.
Hangi kıyafetlerin hangi mağazalarda kaç fiyata olduğunu bilirler. Yani kısacası
insanların büyük çoğunluğu etraflarındaki gerekli gereksiz her şeye karşı yoğun
bir merak içinde yaşarlar.
İnsanlar, Allah’ın mesajını
dikkate almadıkları gibi aynı zamanda önyargılı yaklaşırlar. Özellikle ülkemizde
Kur’an’ı açıp okuyan ve anlamaya çalışandan çok Kur’an hakkında olumlu ya da
olumsuz bilgi ve görüş sahibi olan insan vardır.
Suret-i haktan görünen başka
bir iddia da “Kur’an’ı anlamak için ilmihal, fıkıh, kelam, hadis ve tefsir
okunması”dır. Bu iddiaya göre bu kitapların hepsini okumak akademisyenlerin
bile yapamayacağı bir iştir. Bu kitapların hepsinden ikişer takım okusanız 200
cilt kitap eder. Bu kitapları okuduktan sonra onlardaki yanlış malumatlar
Kur’an’a söyletmeye çalışılacaktır. Örnek olarak: Kıyamet alametleri, Hz.
Peygamberin gaybı bilmesi, kabir azabı, berzah alemi, mehdi gibi meseleler
Kur’an’a söylettirilmeye girişilecektir. Oysa bunların hiçbiri Kur’an’da geçmez
ve asılsızdır. Önce Kur’an’ı okumak gerektir. Söz konusu kitaplar insanı
ayrıntılara boğmaktadır. Kur’an’dan insanları uzaklaştırmaktadır. Bu iddiayı bilinçsizce tekrar edenler ise 600 sayfalık Kur'an'ı okumayıp 200 cilt kitabı nasıl okuyacağını hiç düşünmüyor olsa gerek.
Bir de sosyal medyada
beyinlerinin son kullanma tarihi geçmiş hocaların “Meal okumak insanı dinden
çıkarır. Kur’an anlaşılmaz.” gibi asılsız
ve Kur’an düşmanı sözleri kendine can simidi yapmaya çalışırlar. Hatta bazıları
daha ileri giderek Bilmeyen kimseler dediler ki: "Allah bizimle konuşsa
veya bize de bir ayet gelse ya!" (Bakara/118) Allah’ın bizzat iman
etmeleri için kendilerini ikna etmesini bekler.
Muhakkak ki Kur’ân'ı
düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünen var mı? (Kamer/17)
Oysa insanların sandığının
aksine, Kur’an açık, anlaşılır ve hacmine nazaran oldukça zengin içeriğe sahip
bir kitaptır. Yani cevamiu’l kelim/az sözle çok şey anlatan bir kitaptır. Allah’ın
varlığına, birliğine, isim ve sıfatlarına, her an her şeye hâkim oluşuna, yardımına
dikkat çeken ayetler vardır. Yer, gökler
ve canlılar gibi tüm yaratılmışlar üzerine düşünmeye sevk eden ayetler içerir. İbadetler, emirler ve yasaklar, beşeri ve
sosyal ilişkileri düzenleyerek ahlâki ilkeleri belirleyen ayetler vardır. Geçmiş
dinlere uyanlar ile çeşitli toplumların düştükleri hataları bildiren ayetler
vardır. Cennet ve mükâfatları vaat eden,
cehennem ve azap ile tehdit eden ayetler vardır. Kısaca insanın dünyada ve ahirette hayır ve
iyiliğe ulaşmasına yönelik ilahi bildirimler içerir. İnsanın düşünüp ibret
alması ve kendine bir yol çizmesi için insana daha ne gerekebilir ki?
Muhakkak ki size apaçık
ayetler, sizden önce gelip geçenlerden bir örnek ve muttakiler için bir öğüt
indirdik. (Nur/34)
Birbirinden ayrı pek çok
konuya temas etmesine rağmen Kur’an ayetleri arasında müthiş bir uyum vardır.
Sanki yirmi üç yılda değil de bir defada indirilmiş gibidir.
İnsanların hem bireysel, hem
de toplumsal durumlarıyla ilgili olarak sosyolojik ve psikolojik tahlillerde
bulunur. Kitaplardaki tasnifler gibi giriş, gelişme ve sonuç kısımlarına
ayrılmaz. Emir ve yasaklar, ahlaki buyruklar, geçmiş toplumlardan haberler,
dünya hayatının gerçeği ve ölüm sonrasıyla ilgili hükümler kitabın tamamına
yayıldığı için okuyucusunu sıkmaz, az sözle çok bilgi öğretir ve bu özelliği
sebebiyle daima akıcılığını ve dinamizmini korur.
Bilmeyen kimseler dediler
ki: "Allah bizimle konuşsa veya bize de bir ayet gelse ya!" Onlardan
öncekiler de buna benzer sözler söylemişlerdi. Zihinleri birbirine benzedi.
Biz, kesin olarak inanacak bir toplum için ayetleri apaçık bildirdik. (Bakara/118)
Kur’an’ın dini, akli,
ahlaki, sosyal ve beşeri konularda ortaya koymuş olduğu eşsiz bütünlüğü yakalayabilmek
için önceden edinilmiş bilgi ve kabullerle değil, temiz bir zihinle Kur’an’a başvurmak
ve ilahi mesajı bu yolla kavramak gerekir. Kur’an sadece emir ve yasaklardan
oluşan bir buyruk kitabı değildir. Ahlaki prensipleri bireysel ve toplumsal
anlamda bir yaşam kılavuzudur. Okumayı, incelemeyi, araştırmayı ve düşünüp anlamayı
teşvik eden ayetleriyle ilme sevk edici bir aydınlatıcı bir rehberdir. İnsanların
doğru ile yanlışı öğrenip birbirinden ayırt etmelerini sağlayan, toplumsal
düzenin sağlanması ve bireylerin hem bu dünyası, hem de ahireti için hayırlı olacak
emir ve yasaklarıyla ilahi bir hukuk kitabıdır.
Bu, Rabbinin dosdoğru
yoludur. Düşünen bir topluluk için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık. (En’am/126)
Allah’ın emir ve yasakları
son derece açıktır. İnsana düşen, söz konusu emir ve yasakları okuyarak Allah’ın
kendisinden neler istediğini öğrenip uygulamaya çalışmaktır. Kur’an’ı
dikkatlice okumak ve bu yolla ve onun indiriliş gayesini kavrayarak Kur’an’ı
yaşam rehberi edinmek gerekir. Kur’an’ı anlamadıklarını iddia edenler onu emek
vererek okumayanlardır. Kur’an’da kitabın indiriliş gayesi şu şekilde ifade
edilir:
Her ümmete kendi içlerinden bir şahit getirdiğimiz gün seni de
bunlara şahit getireceğiz. Kitabı sana her şeyin açıklayıcısı, hidayet, rahmet
ve teslim olanlara bir müjde olarak indirdik. (Nahl/89)
Biz sana kitabı yalnızca, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi onlara
açıkça bildirmen ve iman eden bir kavme rahmet ve hidayet olması için indirdik.
(Nahl/64)
Yorumlar
Yorum Gönder