ENTELEKTÜEL MAHRUMİYET

ENTELEKTÜEL MAHRUMİYET

Entelektüel; zihinsel etkinliğe yönelen, bilgili, olay ve durumlara karşı eleştirel bakabilen, toplumun sesi olma misyonunu yüklenen kişidir.

Müslümanlar  entelektüel bağımsızlığın nasıl bir şey olduğunu bilmedikleri için, devlet merkezli yorumların dışına çıkamıyor.

Entelektüelin misyonu, gerçeğin çarpıtılmış biçimiyle savaşmaktır. Gerçeğin saptırılmış bir versiyonunu topluma kabul ettirmeye çalışan kurum ve kişilerin ipliğini pazara çıkarmaktır.

Müslümanlar entelektüel mahrumiyet nedeniyle yaşadığı ülke ve dünyayı okuyamıyorlar. Bu da müslümanları güçsüz ve etkisiz bir dünya görüşü ile sınırlandırıyor.

Ütopik umutlar, körü körüne bağlılıklar ve cahilane sadakatler aracılığıyla genç Müslüman  kuşaklar entelektüel mahrumiyete mahkum ediliyorlar.

Müslümanlarda derin bir sorun haline gelen entelektüel mahrumiyet sebebiyle, kitlesel kültürsüzlük, kitlesel yabancılaşma ve kitlesel sorumsuzluklarla ilgili hiçbir ciddi analitik çözümleme iradesi ortaya konulamıyor.

Müslümanlar, İslami anlamda bir düşünce ve bilinç devrimi gerçekleştirmek zorundalar. Aksi halde dini ve politik popülizm uyuşturucularına ve bu uyuşturucuların oluşturduğu zihinsel konformizme mahkûmiyetten hiçbir suretle kurtulamayacaklar.

Kendini bilen insan, öncelikli olarak kendine temaşa edebilen, yani kendine içsel bir bakışla bakabilen ve eksik yönlerini görebilen insandır. Bu bakımdan entelektüellik insanın önce kendini bilmesiyle başlar. Entelektüel ancak bu sayede hayatın anlamına ve amacına yönelik tefekkür edebilir.

Bilgi ve söylemleriyle toplumun “at sineği” olan, başka bir deyişle sarsıcı ve uyarıcı etkisiyle topluma yön veren bu sınıf önceleri filozof, günümüzde ise entelektüeller olmalıdır. 

Entelektüeller, hakikat arayışı söz konusu olduğunda bu meşakkatli yolculuğa kendilerini gönüllü olarak adamalıdırlar.

Entelektüellerine tahammül edemeyen bir toplum, kendini, çok önemli bir sosyo-kültürel sermaye ile birlikte direnç kaynaklarından da mahrum bırakmaktadır.

 

Entelektüellerden yoksun kalmak, yeni bir medeniyeti kurmadan, stratejik öngörülerde bulunmaktan mahrum kalmaktır.  Bu anlamda günümüzde entelektüellere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Entelektüeller, toplumların en önemli aktörlerinden biridir.

Entelektüellerin en önemli özellikleri bitip tükenmek bilmeyen eleştirilerin ateşleyici gücü olmalarıdır. Eleştiriler, karşılıklı olarak iletişimi ve etkileşimi başlatabilecek bir anlama sahip olduğunda, toplumsal değişme ve gelişmelerde bir hayli mesafe aldıracaktır. Entelektüeller, yaptıkları pozitif veya negatif eleştiriler sayesinde toplumdaki birçok sorunlu alanın üzerindeki örtüyü kaldırarak toplumsal düşünce gücünün gelişmesine katkıda bulunacaktır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

KEVSER SURESİNİN İNCELENMESİ