NAZİAT SÛRESİ VE YORUMU

 

NAZİAT SÛRESİ VE YORUMU

 

HESAP GÜNÜ MUTLAKA GELECEKTİR

 

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

1. Yemin olsun, şiddetle çekip çıkaranlara, [8/50; 9/55]

2. Yemin olsun, kolayca çekip alanlara, [16/32]

3. Yemin olsun, yüzdükçe yüzenlere, [7/206; 21/20; 36/40]

4. Derken öncü olarak yarışıp geçenlere, [23/61; 56/10-11]

5. Nihayet işi düzenleyenlere,

 

1-5. ayetlerin mesajları: Surenin ilk ayet grubu yeminle başlamıştır.

 

6. O gün şiddetli bir sarsıntı sarsar, [39/68; 73/14]

7. Ardından onu bir diğeri izler.

8. O gün zihinler donakalır.

9. Bakışları yere çevrilmiştir. [70/43-44]

10. "Biz tekrar eski halimize mi döndürüleceğiz?” derler. [83/4-6]

11. “Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?

12. Öyleyse, hüsran dolu bir dönüştür bu." derler.

13. Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır. [36/51-52; 37/20-21]

14. Bir de bakarsın ki, onlar meydandadırlar. [77/38]

 

6-14. ayetlerin mesajları: Bu ayetlerde, son saat ve mahşer için yaşanacak şiddetli sarsıntıların zihinlerde oluşturacağı titremeler, büyük korkular, gözlerdeki yıkılmışlık ve perişanlıklar hatırlatılmaktadır. İnkârcıların dile getirdiği yalanlama ve alay içerikli cümleler gündeme getirilip, zamanın çok kısa olduğu örtülü olarak vurgulandıktan sonra yeni bir hayat için diriltilmeye konu getirilip bir de bakmışsınız mahşer meydanındasınız uyarısı yapılıyor.

 

HZ. MUSA VE FİRAVUN KISSASINDAN MÜŞRİKLERE DERS

 

15. Musa'nın olayı sana geldi mi? [20/9-14]

16. Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti:

17. "Firavun'a git! O kesinlikle azdı." [43/46; 23/45-49; 26/16; 91/7-9; 92/18-19]

18. Ona de ki: “Arınmak ister misin?

19. Seni Rabbine yönelteyim, derinden saygı duyup çekinesin!”

20. Musa ona, en büyük ayeti gösterdi. [43/48; 26/30-33]

21. Fakat o, yalanladı ve isyan etti.

22. Sonra arkasını döndü, işe koyuldu.

23. Hemen (adamlarını) toplayıp (onlara) seslendi: [40/23-30]

24. "Ben sizin en yüce rabbinizim." dedi. [28/38; 43/51]

25. Allah da onu, dünya ve ahiretin ibret verici cezasıyla yakaladı. [8/54; 10/92]

26. Bunda, içi titreyerek çekinecek kimse için bir ibret vardır. [50/8; 87/9-10]

 

15-26. ayetlerin mesajları: Bu ayetlerde, insanlık tarihinin en azılı inkârcısı ve zalimi Firavun ile ona karşı duran Hz. Musa'nın kıssasından küçük bir kesit sunulmaktadır. Allah, en azılı inkârcıyla bile konuşulurken takip edilmesi gereken metot hakkında, nezaketi elden bırakmamak ve karşı tarafı da suçlayıp en baştan düşmanlığını pekiştirmeden kaçınılması uyarısını yapıyor.  Her şeye rağmen yalanlayıp isyan eden, kibirlenerek gerçeğe arkasını dönen Firavun, bütün bu iyi niyetli teşebbüsleri reddetmiş, yandaşlarını ve bilinçsiz tebaasını etrafına toplayarak, insanlık tarihinin eşi-benzeri görülmemiş dengesizliği ortaya koymuştur. Bu doğrultuda "Ben sizin, en yüce rabbinizim" diyerek, haddini aşmış ve rablik iddiasında bulunmuştur. Allah, onu en büyük azap olan cehennem azabına çarptıracağını bildirmiş, dünyada cezalandırarak, rablik iddiasının faturasını daha dünyadayken ona ödettirmiştir.

 

KÂİNATIN MUHTEŞEM DÜZENİNİN TEVHİT VE AHİRETE DELALETİ

 

27. Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa O’nun bina ettiği göğü mü? [40/57]

28. Tavanını yükseltti, ona belli bir düzen verdi.

29. Gecesini kararttı, gündüzünü aydınlattı.

30. Sonra da yeri yayıp döşedi.

31. Ondan da suyunu ve yeşilliğini çıkardı.

32. Dağları da yerleştirdi;

33. Sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için.

 

27-33. ayetlerin mesajları: Bu ayetlerde, Allah inkârcıların dikkatini kâinat kitabına çekmektedir. Kâinat da Allah'ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren ayetlerdir. Bu doğrultuda "uzaktan yakına anlatım metodu" gereği, Allah söze önce insanın yaratılışına göre çok daha güçlü olan göklerin yapısını hatırlatarak başlamakta, gök cisimlerinin yükseltildiğini ve yörüngelerinde bir düzen ve denge içinde yüzmekte olduklarını belirtmektedir. Daha sonra, gecenin karanlık, gündüzün ise ışık sahibi kılındığı hatırlatılarak, gece-gündüz ilişkisinin fiziksel dönüşümü ortaya konulmaktadır. Böylece gecenin, yerini gündüze terk edeceği mesajı ile karanlıkların bitip aydınlıkların geleceği müjdesi söz konusu edilmektedir. Ayetlerde kâinatın inceliklerini keşfetmeleri görevinin insana verildiğine dikkat çekilmektedir. Dünyanın su ve besin kaynaklarına sahip kılındığı hatırlatılarak, bitki-besin-su-hayat ilişkisine özellikle gönderme yapılmaktadır. Sarsılmaz sanılan dağların yeryüzüne çakıldığı ifade edilerek, o kadar büyük olmalarına rağmen, Allah'ın onları adeta bir çivi veya kazık gibi yerin derinliklerine çaktığı belirtilmektedir. Uzaydan yeryüzüne, bitkilerden dağlara varan bu çeşitli nimetlerin yaratılış gayesi, insanların ve hayvanların geçimliği olarak belirlenip, bütün bunların geçiciliği ve imtihan aracı oldukları hissettirilmektedir.

 

34. Fakat her şeyi bastıran o felaket gelince,

35. O gün, insan neyin peşinde koştuğunu anlar. [81/14]

36. Görenler için ateş de açıkça sergilenmiştir. [18/53; 89/23; 81/12-13; 102/6-7]

 

34-36. ayetlerin mesajları: Kâinatın bu eşsiz sistem ve düzeninin de bir gün bozulacağı, son saat-kıyamet-ahiret-mahşer denilen o muhteşem olayların bir bir yaşanacağı belirtilerek, insanların dünya hayatlarında yaptıklarının tamamını ahirette hatırlayacakları beyan edilmekte, cehennemin ortaya çıkartılacağı ve inkârcıların yargılanacakları dile getirilmektedir. Bütün insanların bu gerçeklere göre dünyada davranmaları kendilerinden istenmektedir.

 

37. Artık kim taşkınlık edip azdıysa, [96/6-7]

38. Ve dünya hayatını tercih ettiyse, [46/20; 76/27]

39. Ateş onun için bir barınma yeridir. [39/60]

40. Kim de Rabbinin makamından korkup nefsini hevadan sakındırdıysa, [87/14; 91/9]

41. Artık cennet, onun için bir barınma yeridir.

 

 

37-41. ayetlerin mesajları: Azgınlık yapıp dünya hayatını tercih eden, dolayısıyla dünyada Allah'a ve O'nun ilkelerine boyun eğmeden yaşayarak ahireti inkâr edenlerin, sonunda cehenneme atılacakları vurgulu ifadelerle ortaya konulmaktadır.  Allah'ın makamından, O'nun huzurunda yargılanacak olmaktan çekinerek kendi heva ve arzularına tapmayan iyi insanların son duraklarının cennet olacağı müjdelenmektedir.

 

42. "O ne zaman gelip çatacak?" diye, sana son saatten soruyorlar. [7/187; 42/18]

43. Sen onun hakkında ne bilirsin ki?

44. Onun sonu (:kararı) Rabbine aittir.

45. Sen son saatten korkanlar için yalnızca uyarıcısın.

46. Onlar son saati gördükleri gün sanki dünyada ancak bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. [10/45; 46/35; 30/55]

 

 

42-46. ayetlerin mesajları: Son saatin (kıyametin) kopma vaktini alaycı bir şekilde soranlara bu konuda Hz. Peygamber dahil hiçbir kimsenin bilgi sahibi olmadığı ve olamayacağı, Allah'ın bu bilgiyi hiç kimseye açmadığı özellikle vurgulanmaktadır. Hz. Peygamber'in görevinin, saygılı insanları uyarmak olduğu dile getirilmektedir. Kıyamet günü nankör insanların, dünyada kalış sürelerini, bir yatsı veya kuşluk kadar kısa bir süre olarak hatırlayacakları beyan edilerek sure sona erdirilmektedir.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

KEVSER SURESİNİN İNCELENMESİ