ATALAR DİNİ İLE İLGİLİ AYETLER
Atalar Dİnİ İle İlgİlİ ayetler
Onlara:
“Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman: “(Hayır,) bilakis biz,
babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız âdetlerimize) uyarız.” derler.
Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların
yoluna uyacaklar)? (2/Bakara 170)
Onlara:
“Allah’ın indirdiğine ve Resûl’e gelin.” denildiği zaman: “Babalarımızı
üzerinde bulduğumuz yol bize yeter.” derler. Onların babaları hiçbir şey
bilmiyor ve doğru yolu bulamamış olsalar bile (babalarının yoluna mı
uyacaklar)? (5/Mâide 104)
Bir
fuhşiyat işlediklerinde derler ki: “Babalarımızı bunun üzerine bulduk. Allah
bunu bize emretti.” De ki: “Şüphesiz ki Allah, fuhşiyatı emretmez. Yoksa siz
Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?”(7/A'râf 28)
Demişlerdi
ki: “Bir tek Allah’a ibadet edelim ve babalarımızın ibadet ettiği (ilahları)
bırakalım diye mi bize geldin? Şayet doğru sözlüysen vadettiğin (azabı) getir
(bakalım)!” (7/A'râf 70)
Gerçekten
Rabbinizden size şiddetli bir azap ve öfke gelecektir. Sizin ve babalarınızın
isimlendirdiği ve Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği şu isimler
hakkında benimle tartışacak mısınız? Bekleyin (bakalım)! Ben de sizinle beraber
bekleyenlerdenim. (7/A'râf 71)
Firavun’un
kavminden önde gelenler demişlerdi ki: “Sen, Musa’yı ve kavmini yeryüzünde
bozgunculuk yapsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın?”
(Firavun onları yatıştırmak için) demişti ki: “Erkek çocuklarını öldüreceğiz,
kadınlarını sağ bırakacağız. Şüphesiz ki biz, onların üzerinde kahredici bir
güce sahibiz.” (7/A'râf 127)
Ya
da: “Babalarımız daha önce şirk koşmuştu. Biz ise onlardan sonra gelen (ve
onları taklit eden) bir nesiliz. Batıl ehlinin yaptıkları yüzünden bizi helak
mı edeceksin?” dememeniz içindir. (7/A'râf 173)
“Atalarımızı
üzerinde bulduğumuz yoldan bizleri uzaklaştırmak ve yeryüzünde büyüklük/otorite
siz ikinizin olsun diye mi bize geldin? Biz, ikinize de inanmayız.” demişlerdi.
(10/Yûnus 78)
Demişlerdi
ki: “Ey Salih! Bu (davetinden) önce, bizim aramızda hakkında (iyi şeyler) düşünülen/ümit
beslenen biriydin. (Ne yani) şimdi bizi, babalarımızın ibadet ettiklerine
ibadet etmekten engelliyor musun? Gerçek şu ki biz, senin bizi davet ettiğin
(tevhidden) huzursuzluk veren bir şüphe içindeyiz.” (11/Hûd 629
Demişlerdi
ki: “Ey Şuayb! Atalarımızın ibadet ettiği (putları) ve mallarımızda dilediğimiz
gibi tasarruf etmeyi bırakmayı, namazın mı sana emrediyor? Şüphesiz ki sen,
yumuşak huylu ve olgun/aklı başında bir adamsın.” (11/Hûd 87)
Bunların
ibadet ettikleri şeylerden şüphen olmasın. Daha önce babaları nasıl ibadet
ediyorsa bunlar da öyle ibadet ediyorlar. Paylarına düşen (azabı) hiç şüphesiz,
eksiksiz bir şekilde onlara vereceğiz. (11/Hûd 109)
“Sizin
O’nu bırakıp da ibadet ettikleriniz, ancak sizin ve babalarınızın koyduğu,
Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği birtakım isimlerdir. Hüküm yalnızca
Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir.
İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (12/Yûsuf 40)
Hepsi
beraber Allah’ın huzuruna çıkarlar. (Tağutlar tarafından sömürülüp
fakirleştirilerek, işkence ve zorbalıkla onursuzlaştırılmış olan) mustazaflar,
müstekbirlere derler ki: “Biz (dünyada) sizin tebaanızdık. Şimdi siz, Allah’ın
azabına karşı bizi koruyabilecek misiniz/bize bir faydanız olacak mı?”
Diyecekler ki: “Şayet Allah bizi hidayet etmiş olsaydı, biz de sizi hidayet
edebilirdik. (Artık bir önemi yok.) İster (bu azaba) sabredelim, ister dövünüp
yakınalım farketmez, bizim için kaçış yoktur.” (14/İbrahîm 21)
Hani
babasına ve kavmine demişti ki: “Şu başında ibadet için bekleştiğiniz heykeller
de neyin nesi?” (21/Enbiyâ 52) “Biz babalarımızı onlara ibadet eder bulduk.”
demişlerdi. (21/Enbiyâ 53) “Andolsun ki, sizler de babalarınız da apaçık bir
sapıklık içindesiniz.” demişti. (21/Enbiyâ 54)
Kavminin
kâfir olan önde gelenleri demişti ki: “Bu ancak sizin gibi bir insandır.
(Peygamber olduğunu söyleyerek) size üstünlük sağlamaya çalışıyor. Allah dilese
melekleri indirirdi. Hem biz geçmiş atalarımızdan da bu (söylediklerini)
işitmedik.” (23/Mü'minûn 24)
Hani
babasına ve kavmine: “Neye ibadet ediyorsunuz?” demişti. Demişlerdi ki:
“Putlara ibadet ediyor ve kesintisiz onlara ibadetimizi sürdürüyoruz.” Demişti
ki: “Dua ettiğinizde sizi duyuyorlar mı?” “Ya da size bir fayda ve zararları
dokunuyor mu?” “(Hayır, öyle değil!) Biz babalarımızı böyle yaparken bulduk.
(Hiç sorgulamadan biz de aynısını yapıyoruz.)” Demişti ki: “Gördünüz mü şu ibadet
ettiklerinizi?” “Hem sizin hem de geçmişteki babalarınızın.” “Şüphesiz ki
onlar, benim düşmanımdır. Âlemlerin Rabbi (olan Allah) müstesna.”(26/Şuarâ 70-77)
Onlara:
“Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiğinde: “(Hayır!) Bilakis, babalarımızı
üzerinde bulduğumuz (gelenek ve âdetlere) uyarız.” derler. (Ne yani) şeytan
onları alevleri dehşet saçan ateşe çağırıyor olsa bile mi (babalarının yoluna
uyacaklar)? (31/Lokmân 21)
Diyecekler
ki: “Rabbimiz! Bizler efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik. (Onlar da)
bizi (doğru yoldan) saptırdılar.”(33/Ahzâb 67) “Rabbimiz! Onlara iki kat
azap ver ve onlara büyük bir lanetle lanet et.”(33/Ahzâb 68)
Onlara
apaçık ayetlerimiz okunduğunda: “Bu, sizi babalarınızın ibadet ettiği
(ilahlarınızdan) alıkoymaya çalışan bir adamdan başkası değildir.” dediler. Ve
dediler ki: “Bu, yalnızca uydurulmuş bir iftiradır.” Kâfirler, hak kendilerine
geldiğinde: “Bu, apaçık bir büyüden başkası değildir.” dediler. (34/Sebe’ 43)
(Hayır,
öyle değil!) Bilakis: “Babalarımızı bir din üzere bulduk, biz de onların
izlerinden yürüyerek hidayete ermiş bulunuyoruz.” dediler. Senden önce de ne
zaman bir beldede bir uyarıcı gönderecek olsak, mutlaka oranın refah içinde
yaşayan şımarıkları dediler ki: “Şüphesiz ki biz, babalarımızı bir din üzere
bulduk ve biz onların eserlerine/izlerine uymuş kimseleriz.”(43/Zuhruf 22-23)
Yorumlar
Yorum Gönder