İNSANLARA ZARAR VERMEKTEN KAÇINMAK
İNSANLARA ZARAR VERMEKTEN KAÇINMAK
Mümin olmak,
insanlara faydalı olmayı gerektirir. İnanan insan, başkalarına zarar vermeyi
değil, fayda temin etmeyi ön plana almalıdır.
İslam
bir kardeşlik dinidir. Kardeşler birbirine zarar vermez. Kardeşler sürekli
olarak kardeşlerinin, güven içinde bulunmasını isterler. Allah Kur’an’da zarar
vermeyi kafirlerin bir özelliği olarak bildirir: “Size bir iyilik dokunsa
fenalarına gider, başınıza bir kötülük gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder
ve Allah'tan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez;
çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır.” (Al-i İmran/120) Siz
hakka tabi olduğunuz sürece, onların hileleri ve sizi hidayetten, hak yoldan çevirme
çabaları size bir zarar vermez. Kafirler, kendi görüşleri geçersiz olduğu için
görüşlerinin doğruluğunu ispat etmek gibi bir hedef taşımazlar. Onlar güçleri
yettiğince, inanan insanlara engel olmaya, zarar vermeye çalışırlar. Zarara aynı
cinsten bir zararla karşılık verilebilir. Farklı cinsten bir şeyle karşılık vermek
haddi aşmak demektir. Bize verilen zararın sınırını aştığımız zaman, zarar veren
konumuna biz düşmüş oluruz.
Zarar
vermek bir insanın hedefi olamaz. İnsanlık gereği elbette ki başkalarına zaman
zaman istemeyerek de olsa zarar verebiliriz. Ama zarar versek dahi, hemen özür dilemesini
ve kardeşimizin gönlünü almasını bilmeliyiz. Müslüman sadece müslümanlara değil,
kafirlere bile, savaş hali hariç, zarar veremeyiz. Başkasına zarar veren insan,
aslında kendisine zarar verir.
Mümin
kul ne başkasına zarar vermelidir, ne de başkasının kendisine zarar vermesine
müsaade etmelidir. Eğer bazı insanlar toplumda zarar verme makinesi gibi çalışıyorsa
Müslümanlar bunu engellemek için gayret sarf etmelidirler. Bu zarar verme, sadece
bulunduğumuz toplumla alakalı bir husus değildir. Tüm dünyada ki Müslümanlar,
yeryüzünü kan gölüne çevirenlere karşı da birlikte engel olmak durumundadırlar.
Yorumlar
Yorum Gönder