DİNİ ANLATIMLARDA YARGILAYICI VE BUYURGAN TUTUM
Dİnİ Anlatımlarda Yargılayıcı ve Buyurgan Tutum
Yargılama bireyin konuşma
sırasında muhataplarını, olumsuz nitelemesi ve yaftalamasıdır. Aslında
yargılama bir takım bilgi, araştırma, analiz, sentez ve değerlendirmelerin
sonunda varılan bilişsel bir süreçtir olması bakımından olumlu bir
değerlendirme şeklidir.
Yargılayıcı dil ve üslubun
kullanıldığı ortamlarda, alıcılar mesaja karşı direnç oluştururlar. Mesaja
karşı kapanmak, mesajı ötelemek ve savunma yapmak gibi tutumlar geliştirirler.
Bu durum onlarda iletişimin etkisinin azalmasına neden olur. Dini tutum ve
davranışların gelişmesine ve kalıcı hâle gelmesine mani olur. Örneğin, “dini
olumsuzluklara düşmemizin nedeni, sizin dini konulardaki umursamaz davranışlarınızdır”,
“ibadetlerinizde devamlılık göstermiyorsunuz”, günahlarınız karşında tövbe
etmiyorsunuz” vb. gibi ifadelerde bulunmak mesajların anlaşılmasına mani olan
olumsuzluklardır.
İnsanlara din hakkında
konuşurken ve dini anlatırken, açıklarken kolaylaştırıcı ve müjdeleyici olmak,
nefret ettirmemek ve insanları incitmemenin Hz. Peygamberin bir uygulaması
olduğunu Kur’an haber vermektedir: “Allah'tan bir rahmetle, onlara yumuşak davrandın. Eğer
kaba ve katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılırlardı…” (3/159).
Bireyin, iletişim sürecinde
muhatabına sık sık emir verir gibi konuşmasına buyurganlık denir. Buyurgan
söylem, kişiler arası iletişimi engelleyen nedenlerden biridir. Çünkü buyurgan
bir dilin kullanılması, insanlara kendini suçlu ve güvensiz hissetmesine neden
olmaktadır. Buyruk olarak algılanan sözler, aşağılanma, saygı duyulmama ve
güçsüz olma duygularının yaşanmasına neden olur. Buyurgan ifadeler, muhatabın
kendine olan saygısını yitirmesine ve öz ben kaybına sebep olur.
Kur’an ayetlerinde duygulu,
ödüllendirici ve ikna edici üslubu da, sert ve tavizsiz bir tutumu ve tehdidi
de bir arada bulunmaktadır. Örneğin müşriklere hitap şekli ile ezilen kesime
hitap şekli değişmektedir. Müminlere de içinde bulundukları duruma uygun bir
dille hitap edilmiştir. Yeri gelmiş uyarılmış ve kınanmış, yeri gelmiş övülmüş
ve müjdelenmiştir.
Buyurganlık sözel iletişim
sürecinde muhataba alternatif bırakmayacak şekilde kesinlik ifade eden
kelimeleri seçmektir. Bu söyleyişte, cümleyi oluş-turan yüklemlerin muhatabı,
kendi benimsediği ve doğru kabul ettiği kural ve ilkelere uydurmak için
uyulması gerekenleri, genel ve mutlak kurallarmış gibi aktarmasıdır. Bu amaçla
kurulan iletişim sürecinde kaynak, alıcısına gönderdiği mesajlarında,
genellikle kelimelerin sonu “meli”, “malı”, ekleri ile bitirmektedir. Yapmalı,
etmeli, gelmeli, gitmeli, kılmalı, bırakmalı vb. gibi kalıplar kullanılır.
Yorumlar
Yorum Gönder