TANIDIK GELDİ Mİ
TANIDIK GELDİ Mİ Cehalet bir çukurdur, içine düşünce fark edilmez; çünkü karanlık, karanlığa alışanı rahatsız etmez. Kimi zaman bir kitapla kimi zaman bir sözle kimi zaman da bir soruyla başlar aydınlanma. “Neden?” diye soran bir zihin, cehaletin duvarlarını çatlatır. Ve oradan sızan ışık, bir ömrü aydınlatabilir. Bunun için yazmak, sohbet etmek hangi omuza konacağını bilmeden bir kuşu havalandırmaktır. Heidegger’in "düşünmeyi unutan çağ" tanımı, cehaletin modern insanın varoluşsal boşluğundaki tezahürüne işaret eder. İnsan, bildiğini zannettiğiyle yetinerek, kendini hakikate kapatır. Oysa cehalet, çoğu zaman bir bilgisizlik değil, bir kapatılmışlıktır: dünyaya, başkalarına ve en çok da kendine. Belirli bir bilgiye sahip olmama durumu. Bu tür cehalet masumdur ve öğrenme isteğiyle aşılabilir. Buna basit cehalet diyoruz. İnsanın bilgi sahibi olmadığı bir konuda kesin yargılara sahip olması. Bu tür cehalet, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Buna bilgisizliğe rağmen emin olma cehal...