EĞİTİMİN ÜZERİNDEKİ DESPOTİZM PRANGASI

EĞİTİMİN ÜZERİNDEKİ DESPOTİZM PRANGASI

 

İnsanın inkar edildiği ve yok edildiği otoriter eğitim modelleri, kendi ideolojik kurgularına uygun insan yaratmak şeklinde bir hedefi gerçekleştirme iddiası taşır.

Modern dönem öncesine ait otoriter, ezberci, taklitçi, teslimiyetçi, bilim ve felsefe karşıtı insanı dışlayan sözde öğretim kurumlarında sahici anlamda bir eğitim söz konusu değildi. Medrese gibi yapılar, eğitim kurumu olmadığı gibi, modern ve medeni bir eğitim anlayışına dair hiçbir unsuru taşımamaktadırlar. Modern okullarda, bilim, sanat ve felsefeye değer veren, her bireyin aklını kullanarak katkıda bulunduğu özgürlükçü bir eğitim anlayışı etkili olmaya başlamıştır.

Günümüzde insanları biçimlendiren popülizm, despotizm, ırkçılık, cinsiyetçilik ve fanatizmdir.  Popülizm ve despotizm, siyasal, sosyal ve kültürel iktidarı elde tutmak için eğitim alanını mutlak bir şekilde kendi kontrollerinde tutmak isterler. Çünkü cehaletin değişmez özelliği  otoriteyi sorgulatmamaktır ve düşündürtmemektedir. Sorgulanmadan ve düşünmeden itaat ve teslimiyet, en yüce erdem ve ahlak olarak kabul edilmektedir. Gücü ve otoriteyi sorgulamamak ve eleştirmemek, akılsızlık ve ahlaksızlıktır. Sahici anlamda aklın kullanılması ve ahlaklı bir hayat sürmek için düşünmenin ve eleştirmenin geliştiği yeni bir ortama ihtiyaç var.

Eğitimin sorunu, sadece öğretmenlerin aldığı yetersiz maaşlardan ve okulların yetersiz altyapı sorunlarından ibaret değildir. Eğitimde bütün sorunların temeli, gerici, despot, cinsiyetçi, fanatik, otoriter, bilim karşıtı zihniyetlerin, eğitimi sürekli olarak kendi hakimiyetlerine uygun bir şekilde dizayn etme düşüncesidir.

Fanatikler, ırkçılar, gericiler, despotlar, diktatörler ve cinsiyetçiler, modern, demokratik, bilimsel, rasyonel eğitimden nefret ederler. Çünkü modern eğitim, eleştirel düşünceyi esas alır. Eleştirel düşünme, ancak rasyonel bir eğitimle ve zihniyetle mümkündür. Despotizmin eğitim anlayışı, eleştirel düşüncenin imkânlarını ortadan kaldırmak, insanların düşünme yeteneklerini köreltmek üzerine kurgulanmış sözde bir maarif modelidir.

Despotizmin kültür anlayışı, bedevilikten, kabilecilikten, yalandan ve yanılgılardan öte bir şey değildir. Despotizm, bütün gücü ele geçirmesine rağmen, kültür hayatına hiçbir katkı yapmamıştır. Despotizm,  kültürün en büyük katilidir. Modern eğitim, kişilerde kültür konusunda bir farkındalık yaratmaya, bireylerin zihinlerini sonuna kadar açmaya çalışır. Despotizm, insanın bütün görme, anlama ve açıklama yetilerini kapatmaya çalışırken, modern eğitim ise insanın bütün yetilerini açmaya çalışır.

Gerici, ırkçı ve cinsiyetçi güçler, bütün eğitim süreçlerini despotizm olarak anlarlar ve uygularlar. Despotik güçler için çocukların ve gençlerin çok erken yaşlardan itibaren biat etmeye şartlandırılırlar. Despotizm, talim ve terbiye adı altında her emredilene itaat eden, fikri, ilmi, irfanı ve vicdanı olmayan kitleler istemektedir. Despotizm, talim ve tedip ettiği kitlelerden despot olana itaat ve biat etmenin tek kutsal vazife olduğunu empoze ederler. Despotizm birey, akıl ve özgürlük yerine, sürü, ezbere ve milliyetçiliğe dayanmaktadır.

Despotizm,  tarikat,  mezhep, cinsiyetçilik, particilik gibi daha birçok biçimde üretilmektedir. Cehaletin gerçek doğası düşünmeye ve eleştirmeye izin vermez. Cehaletin olduğu yerde düşünme ve eleştirme yoktur. Hiçbir doktrin, eleştirilmeme ayrıcalığına sahip değildir. Düşünme ve eleştirmenin olduğu yerde de cehaleti minimuma indirmek mümkündür. Despotizm, toplumların kendilerini temsil etmesini, kendi hikâyelerini anlatmalarını ve örgütlenmelerini istemez. Despotik güçlerin, topluma dayattığı tek bir tarih, din, ırk, milliyet anlatısı, daha doğrusu masalı vardır. Dini, tarihi ve milliyeti kullanan despotizm, toplum üzerinde derin bir cehalet mühendisliği projesini eğitim yoluyla uygular. Despotizm için eğitim, cehalettir. Tarihten seçilen bazı olaylar, bağlamlarından kopartılarak despotların gücünü ve otoritesini meşrulaştıracak şekilde yeniden kurgulanır. Despot güçler,  ezilen, dışlanan, ötekileştirilen ve marjinalleştirilen memurların, öğretmenlerin, emekçilerin, öğrencilerin ve kadınların kendi hikâyelerini anlatmalarına ve ifade etmelerine izin vermez.

Despotizm dinsel faşizmden beslenir. Faşizm, dinden, tarihten, gelenekten aldığı referanslarla kendini beslemekte, duygusal ve mistik soslarıyla aklı ve düşünmeyi körelterek insanları kendine biat ettirmektedir. Faşizmin insanları cezbeden, kendinden geçiren bir mistisizm ve  en yüce idealler için  kendini adayan dini coşku boyutları vardır. Dinsel ve mistik boyutları sayesinde faşizm, insanın ve toplumun akıl ve düşünme yeteneklerini atıl hale getirir.    Faşizmin söylediği her söz, yalan, yanılgı ve yanılsamadır. Faşist, popülist, ırkçı ve dinci liderler, toplumlarına sürekli olarak yalanlar söylemektedirler. Faşizm, dini, mistisizmi ve milliyetçiliği çok ustalıklı olarak birleştiren ve kullanan bir karanlık ideolojidir. Faşizm, sadece siyasal bir ideoloji değildir. Faşizm, aynı zamanda siyasal bir dindir ve mistisizmdir.

Despotizm, her şehre birden fazla üniversite açabilir. Daha fazla okulun artması ve diplomalı sayısının yükselmesi, despotizmin eğitime önem verdiği anlamına gelmemektedir. Despotizm, bütün insanlar ve toplum kesimleri için kaldırılması ve dayanılması çok ağır bir yüktür, kirlenmedir ve çürümedir. Despotizm, bütün bilgileri, yetenekleri, özgürlükleri ve ilişkileri yok eder, değersizleştirir. Despotizmin ağırlığı altında felsefe, sanat, bilim, tiyatro, sinema, resim ve edebiyat başta olmak üzere bütün insani tecrübe alanları ezilir,  günden güne kaybolur.

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MEKKİ SURELERDE SALÂT KAVRAMININ SEMANTİĞİ

SALAT’IN NAMAZ ANLAMI ÜZERİNE

EZBERE TESLİM OLMAK