Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NELER SALİH AMELDİR?

  NELER SALİH AMELDİR? "Salih amel" yaptığımız işlerin; a) Doğruluğunu, b) Faydalı oluşunu, c) Uygun ve uyumlu oluşunu, d) Düzeltici ve eksikleri giderici oluşunu ve f) Kötü ve günah olmayan şeyleri ifade ediyor. İnsanların kastî, yani bilerek yaptığı her iş, eylem, fiil "amel" kapsamına giriyor. Eğer bu eylem, iş, olumlu ve kabul edilir, faydalı ve doğru ise "salihât"tır. Değilse "seyyiât'tır. Kur'an'da daha detaylı bir araştırma yaptığımızdan nerelerde ve hangi eylemlerde birlikte "salihat" sınıfına giren eylemlerle karşılaştığımızı şöyle sıralayabiliriz: a) Hak: Asr Suresinde: "İnsanlar hüsrandadır, ancak inanan ve doğruları yapanlar ( amilû's- Salihât ) bunun dışındadır. Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler de bunun dışındadır." derken; salih ameli imanın peşinden zikrederek onu imana bağlamış, sonra da "birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler" buyurarak onu hakka bağlamış...

KUR'AN'I ANLAMAK NE ANLAMA GELİR?

KUR'AN'I ANLAMAK NE ANLAMA GELİR? Kur’an, dinin tek kaynağıdır. İslam’ın tarih boyunca insanlığa ilettiği tevhit mesajının taşıyıcısı konumunda olan Kur’an’ın anlaşılması İslam’ın ve insanın anlaşılması açısından büyük önem taşımaktadır. Kur’an’ın anlaşılması meselesini bir çatışma, kamplaşma ve polemik konusu haline getirmek suretiyle Kur’an hakkında açık ve yeni anlam dünyalarının önüne geçmek, İslam’ı ve insanı kısırlaştıran ve verimsizleştiren bir sonuç doğurmaktadır. Hidayet ve şifa kaynağı olan Kur’an’ın, insan tarafından anlaşılması gerekmektedir. Kur’an, anlaşılmak için var olan bir kitaptır. Kur’an’ın anlaşılması için bütün insani yeteneklerimizi seferber etmek lazımdır. Kur’an’ın anlaşılmaması için göbeğini çatlatırcasına işi yokuşa sürmeye kalkmak, insanı Kur’an’a değil, sapkınlığa götürmektedir. Kur’an’ı anlayacak olan özne, ona muhatap olan bireydir. Bireyin derinlikli ve nitelikli bir şekilde Kur’an’ı anlaması için gayret göstermesi, çok değerlidir, gereklidir ve ...

İNSANLAR DİNDEN NİÇİN UZAKLAŞIR?

  İNSANLAR DİNDEN NİÇİN UZAKLAŞIR? Kur’an, farklı düzeylerdeki insanların aklına, vicdanına ve ruhuna hitap eder. İmanın baskı ve zorlama ile değil kişinin imana kendisinin hür iradesiyle sahip olmasını hedefler. Vahyi kabul etmeleri için muhataplarını düşünmeye çağırarak ikna metodunu benimser (Nisâ 4/82; Mâide 5/104; Sebe 34/46). Yanlışta ısrar edenlerin ve inkâr edenlerin de bulunacağı belirtilir (En’âm 6/7, 11, 124). Ancak bu kimseleri yerer. İnsanın doğasında dindarlık eğilimi ve duygusu vardır. Dini yapılar, dindarlığın kendilerinin nüfuz alanları olduğunu, bu alanda söz söyleme ayrıcalığının sadece kendilerine ait olduğunu iddia ederler. Dindarlığı kendi tapulu arazileri olarak görürler. Ezber bozan veya Kur’an’a dayalı bir dindarlık sergileyenleri de kâfirlikle suçlarlar. Dini yapılar, kutsal adına konuştuklarını iddia ederek insanların duyguları ve düşünceleri üzerinde vesayet kurmanın peşindedirler. Dini yapılarda Allah konuşmaz. Allah’ı kendi adına konuştururlar. A...

AHLAK DÜŞÜNCE DİN DE DÜŞER

AHLAK DÜŞÜNCE DİN DE DÜŞER   İnsanın varoluş amacı, Allah’ın huzurunda olduğu bilinci içerisinde aklını kullanarak ahlak ve hukuk çerçevesinde bir hayat sürmektir. İnsanın temel görevi, akıllı, ahlaklı ve adil insan olarak yaşamaktır. Din, insana ahlak, akıl ve adalet içerisinde yaşamanın yolunu göstermeye çalışan çok değerli bir tecrübe ve imkandır. Ahlakın içinin boşalması, ahlaki sorunların ve krizlerin doğması demektir. Ahlakın var oluşumuzdaki zeminini yitirmiş bulunuyoruz. Ahlak, artık içimizden  gelmemektedir. Ahlak, dışımızda var olan soğuk ve yabancı emirlere ve kurallara indirgenmiştir. Ahlakın iç kaynağının kesilmesi ve kuruması, ahlakı manevi ve varoluşsal zeminden yoksun bırakmaktadır.  İnsan hayatının merkezinde ahlak ve hukuk yer almalıdır. İnsanın sahih ve sahici anlamda manevi ve dindar bir tecrübeye sahip olmasını sağlayacak şey, ahlak ve hukuktur. Ahlak ve hukuk olmadan insanın insanlığını gerçekleştirmesi mümkün olmadığı gibi, dindarlığını ve m...

GELENEK KUTSAL DEĞİLDİR

GELENEK KUTSAL DEĞİLDİR   Gelenek; bir toplumda, bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır. Gelenek kavramına sosyal bilimlerin farklı alt disiplinlerinin yaklaşımları ile geleneksel toplumların yükledikleri anlamlar arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunur. Sosyal bilimler geleneğe toplumların yaşadıkları coğrafya, iklim gibi dışsal koşullara uyum sağlamak amacıyla türetilmiş, beşeri kaynaklı inşalar, icatlar olarak bakarken geleneksel toplumlar kendi geleneklerinin kaynağını mitsel atalar, kahramanlar ve tanrı gibi kutsal da görürler. Geleneğin kutsallaştırılması, din haline getirilmesi, öncelikle onun doğru olarak anlaşılmasını engellemektedir. Gelenek, doğrudan, insanların neye, nasıl inanacaklarını, neye nasıl değer vereceklerini, kısaca, birey ve toplum olarak insanın geleceğini belirlemeye başlamaktadır. Kur’an, geleneğin ...

DİNİN (İSLAM’IN) GELECEĞİ

DİNİN (İSLAM’IN) GELECEĞİ Gelecek hakkında konuşmak için yakın veya uzak geçmişe bakmaktan doğan bazı genellemelere dayanmak gerekmektedir. Hatta bunda bile önceden kestirilemez birçok şey söz konusudur. Geleceğe dair tahminler, ya geleceği inşadır ya kurgudur ya da geçmişteki verilere bakarak geleceği sosyolojik olarak yorumlamaktır. İnsanlığın geleceğinde dinin ne olacağı ve gelecekteki dinin ne olacağı büyük bir soru olarak karşımızda durmaktadır. İnsanlığın dini tecrübesi ışığında insanların ve toplumların inançlarıyla kurduğu ilişkinin sürekli olarak değiştiğini görüyoruz. Dinle ilişkilendirilen kurumlar, kaynaklar, kişiler, semboller, ritüeller sürekli bir değişim içindedirler. Dinin geleceğine dair bir tahminde bulunabilmek yüzde yüz tutmayabileceği gibi, gelecekteki dinin hiçbir şekilde geçmiştekinin aynısı olmayacağını söyleyebiliriz. Gelecekte dini alanda hiçbir şey, eskisi gibi olmayacaktır. Dinin, gelecekte yoluna devam edebilmesi için yeni hikâyeye ihtiyacı vardır. Yani Hz...

NAZİAT SÛRESİ VE YORUMU

  NAZİAT SÛRESİ VE YORUMU   HESAP GÜNÜ MUTLAKA GELECEKTİR   Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla 1. Yemin olsun, şiddetle çekip çıkaranlara, [8/50; 9/55] 2. Yemin olsun, kolayca çekip alanlara, [16/32] 3. Yemin olsun, yüzdükçe yüzenlere, [7/206; 21/20; 36/40] 4. Derken öncü olarak yarışıp geçenlere, [23/61; 56/10-11] 5. Nihayet işi düzenleyenlere,   1-5. ayetlerin mesajları: Surenin ilk ayet grubu yeminle başlamıştır.   6. O gün şiddetli bir sarsıntı sarsar, [39/68; 73/14] 7. Ardından onu bir diğeri izler. 8. O gün zihinler donakalır. 9. Bakışları yere çevrilmiştir. [70/43-44] 10. "Biz tekrar eski halimize mi döndürüleceğiz?” derler. [83/4-6] 11. “Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı? 12. Öyleyse, hüsran dolu bir dönüştür bu." derler. 13. Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır. [36/51-52; 37/20-21] 14. Bir de bakarsın ki, onlar meydandadırlar. [77/38]   6-14. ayetlerin mesajları: Bu ayetlerde, son saat v...